TÖRE
Evet ihtiyar yine ben geldim
Dur hele hemen asma suratını Bak yağmur var dışarda Kalacak yerim Bir barınağım var da ben mi gitmedim Hadi be ihtiyar Söyle şurdan bir 35 lik Açalım yelkenleri seninle bu gece Acı mazimi anlatacağım sana hece hece Bizim köyde okul yok Ben de yatılıdayım şehirde Daha yolun başındayım ama Orağı toprağı bırakıp, Doktor olmak düşüncesi var serde Ayda bir gelirdi babamdan mektup Bu kez ayını doldurmamıştı “Tez gel” diyordu son cümlede Köye girdiğimde bir karşılama oldu ki sorma Aslan oldum, yiğit oldum Daha ne olmadım ki Övdüler de övdüler boyuna Sonra amcam söyledi bana Al yanaklı bal dudaklı ablam Gönül vermiş bir oğlana Oğlan çoban Talim eder her gün bir dürüm çökelek Bir tas ayrana Gelip istemiş ablamı Allahın emriyle Bizimkiler bırakmamış lafı Peygamberin kavline Ablam girmiş sevdiceğinin koluna Düşmüşler bilinmez bir umut yoluna Elime soğuk bir tabanca verdiler Elin kanlanacak, canlar yanacak Namusun böyle temizlenir ancak İşte bunun adına da “töre” dediler Buldum sevenleri kısa zamanda Ablam hasretle sarıldı boynuma İki adım geri çekilip Nişan aldım tam alnına Yere serildi al yanaklım, boylu boyuna Ne bilirdim ihtiyar o çağımda Namus, onur, şeref dediler Ablamın bacakları arasında sandım Bana öyle öğrettiler Namusun ne olduğunu 30 yıl yattıktan sonra anladım İşte böyle ihtiyar Şişeyi de bitirdik bu arada Birazdan meyhane de kapanacak Kaldıralım bari son kadehimizi Şerefsizlerin şerefine Bu son gecemiz Artık seni rahat bırakacağım Karar verdim seher vakti Bir kurşun da kafama sıkacağım… |