Kalem ile DostlukEy şair! Ne büyük sevincindir kalem ile dostluğun, dans ettirirsin harfleri yüreğinle Durmak bilmeyen yürek sesin kıvanç dolar; harfler heceye, heceler sözlere döndüğünde Bahanendir ay vurunca pencerene Irgatı olursun gecenin Dindi mi gündüzün çığırtkan yankıları baş başa kalırsın şiirlerinle... Ey şair! Mehtaplı gecelerde Denizlerin dağlara dokunduğu gibi toprağın tutsaklığından kurtulur deniz olursun İç sesin özgürce güneş olup doğar geceye uçsuz bucaksız okyanuslarda yıldızlarla konuşursun An dolu geçer Söküp atarsın yüreğinden usulca dünya hallerini Umurunda değildir vesveseli yarınlar Aşkın elpençe divandır karşında Elinden tutup kaldırırsın semaya doğru... Ey şair! Sen ki aşansın hudutlarını Fırat’ın, Dicle’nin kıyısında bir gözcü olansın bazen Ve çöllerin ovaların gezginisin Huzur bulursun bulutlarda Masmavi olursun ezilmiş çocuklarla konuşurken Ellerinden tutmak istersin kaleminle Aç anaların aç bebeleri damla damla emzirmesine yanıp Yakarırsın Tanrı’ya kurtarsın diye Sonra gömersin yüreğine Emanet ederek göklerin meltemlerine Ya da cennetin meleklerine... Ey şair! Aldırma gönül dersin Sinop’da Diyarbakır’da, Eskişehir’de Nasıl aldırmayacaksa gönül Haykırırsın "Eşkiya Dünya’ya Hükümdar Olmaz"diye Tırnakların sökülür, yağlı boya içirirler işkence odalarında Sırtına binip gezerler dünyanın yükünden fazla Anandan emdiğin süt burnundan gelir defalarca Darağacı olursun, Deniz olursun, Yusuf olursun, Hüseyin olursun Mumlar yakarsın Uğur’una Karlı Ankara sabahlarında... Ey şair! Aşk şiirlerinedir insanların rağbeti Ağız kalabalığı yapan sevda dizelerine Sende neler yazmadın mı sevdiğin günden beri? İlahi bir varlık yaratmadın mı içine düşen ateşten? Ah insanlar! "Öylesine geniş ki yüreğim Geceler boyu bir rüzgar olurum Yıldızları tutar taç yaparım sevdiğime Şafakları kucaklarım onun için" Bir yağmur kıvamında ağlar Şimşek olurum penceresinde... Ey şair! Daha neler var geniş yelpazende, bakarsın geçmişine acıyla titreyerek dönersin güne Bir hilal vurur akan kanların üstüne Bayrak olur Millet’ine parlayan bir yıldızla buluşunca Salınırsın gönderde al rengiyle Ve Gözlerin dolar bugüne döndüğünde Çanakkale olursun şehitlerinle İzmir olursun Hasan Tahsin’lerle Sarıkamış olursun, açlıktan ve soğuktan düşersin yere Doksan bin askerin buruk öyküsüyle Hayıflanırsın kıymetini bilmeyenlere... Ey şair! Güler sana o tatlı sevimli ihtiyarlar Yaz derler yaz, bir de yukarıda Allah var Bir ney sesi duyarsın aniden Mevlana olursun, Yunus olursun tasavvuf tadında Bir buğudur artık bakışların Kurban olursun kalbi temiz insanlara Bir güneş doğar kalbine Haddin olmasa da yazarsın yüce Rabb’ine... Ey şair! Sevinçle geldiğin dünyadan Sevinçle gitmek olmalı kalemin özü Değiştiremesende düzeni, yazarsın düzensizliğe Açlığa, yoksulluğa, haksızlığa, yolsuzluğa Bir gün toz olup gideceğin dünyadan Alnının akıyla gitmek için Pervane olursun ateşlerin etrafında Çocukların geleceğini güneşe akıtmak uğruna "Sevinçten göklerde uçmasa da düşüncelerin" An gelir kaparsın gözlerini bir şeyler bırakmanın hazıyla... x |
Ey şair kalemin hiç bitmesin ..
Ey şair kalem dostluğu ne güzel..
Ey şair kalemin yol almış yolların açık olsun..
Ey şair alkışlarımla...
Saygılarımı bıraktım değerli dost kalem...
Oya gedik tarafından 4/13/2014 10:10:54 AM zamanında düzenlenmiştir.