ÖLDÜ İNSANLIKçağlar öncesinde başladı deprem hayvanlara tuzak kurmakla başladı ateşi bulmakla sonra barutlar patladı elini kana buladı insan kardeşini boğazladı hiçbir zaman dostça, sevgiyle bir araya toplanmadı çadırlar araya hep sınırlar çekildi kimse geçemez dediler kimsenin sınırını eller ok tuttu kılıç tuttu tabanca tuttu ellerde ölüm saçtı silâhlar sınırlar değişti sürekli genişledikçe sınırlar insan daha da acıktı, doymadı insan nasıl parçalar kendini acımasızca yer öyle yaptı insan vahşi bir hayvandan vahşi yedi insanlığını zorlandı çiçekler ürktü açmaya kına taşları kana boyandı sınır tanımadı insanın içindeki şeytan anne, çocuk, genç tanımadı uçurdu sevginin başını başka tapınacak şeyler buldu Tanrı tanımadı insanlık çevirdi kıblesini başka yönlere selâmlamadı birbirini eşitlik, adalet öldürüldü neden yaratıldığını unuttu insanlık önce kendi çamurunu bozdu sonra doğaya el attı altını üstüne getirdi yaşamın mezarını kazdı her yere ölüm doğurdu nişan aldı şeytan insana kara buluttan karaydı gözleri zift sıvalı yüreğinde çöpe attığı ekmekti oysa elleri zehri yok edecek gücü vardı bahar kış tanımadı insana olan aşkı çıkardı attı para doldurdu cebine ülkeler aldı sattı çiğnedi ayak altında süründürdü insanı ateşe attı öldü insanlık! hey karanlık! senden öte yol olmalı hazırlanmalı yeni bir dünya kapalı kapılar ardında yok olmamalı umut güzele ç’evrilen günler olmalı dört bir yanda insan insan açan yeni devinimler olmalı! |