Bitmeyen Gece
bu gece içimde umarsız bir telaş
adımı bile değiştirip başka bir adla yaşamak istiyorum şimdi sevecen gözlerini ve utangaç suretini alıp gelse sevgili ahh yüzü akıp gitse kaybolsa parmaklerımın ucundan şemsiyesiz kalmış gibiyim şimdi sağanak altı bir caddede gözlerimle geceyi içiyorum ondandır bakışlarımdaki bu kara gölge ve ben sanki olmayan bir gelecekte seviyorum gideni yüzümde şizofren maskeler dolanıyor çeşitli renk ve biçimde onsuz da yaşayabileceğimin idrakındayım yani yarım yani dağınık bir odanın orta yerine düşen bir izmarit gibi amaçsız eylül kokan bir güz yaşatma bana sevgili demek istediğimdi başımı boynunun sıcağına gömüp dünümü silmek istediğimdi.. oysa ayaklarının altına ezilen bir kuru yaprak kadar hükmüm yoktu kapısında biliyorum... kıpırtısızım... gidişinin ardındaki sahipsiz gölgeyim şimdilerde içi boşaltılmış bir hayvan gibi tüm gecelerim oysa bana çocukluğumun aydınlık sabahlarını bahşetmişti gelişi gidişi içimdeki çocuğun terkedişiydi beni öylesine işte.. uçurumsal düşlerimde her gece tanısı konulmamış hastalığımdı başlangıcım ve sonumdu... gülüşlerimi çıkardım yüzümün taa arka odalarından kuyu diplerinde öğrendim vazgeçmemeleri serzenişim kendimeydi sadece geçmişim unutuldu bir yüzü denize bakan bir kentin kıyılarında sanki dünyanın bir ucunda bir başımayım kentli diliyle konuşup herkesle bozuk dille susuyorum yokluğuna güneş yeniden yeniden ve yeniden batıyor doğunun varlığını bile unuttum çıkardım yönümden kanatlarım kağıttan nefesim mavi yol kenarlarında ölmeyi ezberleyen ağaçlar gibiyim gece dipsizleşiyor yine düşlerim düşüyor lacivert eteklerine sarıp sarmalıyor davetkar siyah kollarıyla olmayan yanımı yok tarafımı bir şir içiriyorum dumanı üstünde geceyi kutsuyorum... |