Hepsi Husumet
taşın parlaklığı geçici
ona ışık getirenden daha geniş bir yerdi oturdum ellerimin kıyısını tanıdım otlar vardı yer yer yer yer bakışlarım kalkardı göğe kısacık anların içinde gezen hangi duygu bana eşlik edecek seçme hakkım olsa uykunun güzelliğine kapılır yumuşak yudumlarla ilerleyişini kutlardım lakin batan acının adını bile koyamazken yutkunup daha sığ bir çukura düşüyorum beni bin parça eden fikir olsa keşke öyle olsa ne basit bir yol seçmek ve tutunmak ona oysa ölülerin fısıltısına eşlik ettikçe yamuluyor palavrası yaşamanın kanın varmış kırmızı akarmış hepsi husumet yağmur yağar sızar kardeşimin mezarına kalkar soğuk bir ot gibi değer parmaklarıma. |
tebrikler,
selâmlarımla..