Her Cumartesi
seni düşündükçe
açan çiçekler baharı çatılar güneşi balkonlar korkularını arabalar yolcularını kucaklayacak inan ki saklanıp ses verirsin sesime dinle bak ne zaman nerede bir çığlık duysam bu senin kalbin ölülerin ağıtlarını dinlerim ağlarım dualar sarıp geçmişlerine yokuşun başı ışıklı kaldırımlar üzülürüm yaralı ayaklarına serçelerin sen varsan sevinirim seni görürüm ve ellerini serin gölgelerin avlusunda kuşlara dağıtırım saçlarının telini dokun ve sev içime ormanlar doldur diyorsun bak pencereye benim yüreğim sana açılan kapı koyulaşmış akşama sorsan bütün şiirler gözlerine yığılıp anlatacaklar aşkı beni bırak konuşmayı bilmiyorum diye beyaz giyinmişim ve yorgunum yatıştırıyorum karmaşalarımı seninle ve kıskanıyorum diye istiyorum seni göğün içinde soğuyan su gibi damlayan kalbimi dinle nasıl inandırsam sabah olacak nasıl inandırsam sana boşluğa kulak ver ve sokağın yankısına hangi kaldırımda hangi şarkıyı söylediğime tanrıya yalvaran bütün kalabalıklar aşkına nasıl özlediğime kıyılara sorsan köpükler söyler senden uzaklaştığımı sanıyorsun geri çekilen su ve alıngan bir çocuk gibi davranıyorsun inanma o anın durgunluğuna toparlıyorum basit olmasın diye dalgalarımız bir dağı aşıyorum bulutlardan geçip patikaları dolaşıyorum kızıl yaprakları ve ötesini haftaları toplayıp işçilerin sevinç gününde dizine yuvarlanıyorum her cumartesi. |