Kemancı
hasta yürekli kemancı
önünüzde yürüyor çatal tutan zeytinci çocuk kanatlarını gerip uçmaya çalışan başka birini başka birinin kalbini giyinip sırt üstü göğe damlayan yeni yağmurlar kokularını soyunup çıldıran parmaklar ve soytarılar gecesinde panayır gülleri şimdi aşktan bahsedilir mi bilmiyorum ağzımı çalkalayıp tükürüyorum yüzünüze hemen bir şarap mahzenine atıyorsunuz beni buraya hangi acıyla geldim bilmiyorsunuz güneşi damlatan pencere sana yalvarsam anlatsam ve uyusam oracıkta uyansam sarı ve uzun tarlalarda üzüm bahçeleri sığmasa deli gönlüm sığmasa tekrar yalvarsam gözlerimi kapatıp bir ırmağa kavuşsam soylu çiçekler bütün renkler ve aşk günümü ısıtan bir gece ve sonrasında yalpalayan yağmura kendi adımı sorsam toprak biliyor ona sor ve onun inceliğine ve kalbine beyaz rüyalar bırakacak ömrümüze sor devam etsek mi ayaksız gürleyen sevginize yoksa kısalan bir şarkı tutturup avutsak mı yüreğimizi bu uzun kuşkulu kuş azabında neden az bir göz seyri ile seyretmiyorsun bizi sizin için varız ve doluyuz bağlıyız everenin başından sonuna dek ağlamak değil söylemek lazım karnımda ki çukuru dolduracak bir yokluğa bağırmam lazım şükür ki kanım beyaz akıyor ve susmak için bahanelerim var beni boşluğunuza sığdırıp sonsuza dek oyalayan yağmurlar yağsın istiyorum. |
Alkışlıyorum
Yüreğine sağlık;
Kalemin susmasın
_______________________________________Saygılar