Hayat Kokulu Çocuk
anlatamıyorum
keşke onu teselli edecek bir söz bulsaydım bu kadar açık resmettiğiniz halde sizi görmedi mi görmedi aldırmadı bile neden ona kuşlar düşerken korkmazlar deyip teselli etmediniz bilmiyorum boynunu büküp gitti kendi suratıyla buluştu aynada ona sordu neden böyle sorup durdu neden tekrar sordu içini bıktırana kadar Allaha işte tamam vakit dediğin böyle bir şey zaten ben azalıyorum ışığım azalıyor anlayıver gitsin gitsin sonsuzluk aşkına nasıl bir sevgi böylesine birikti bilmiyorum yalın ol her şeyi anlat içini dök şiirdir düzendir korkma konuş içinden geldiği gibi anlat anlat ki alışırsın kim bilir ağlarsın bile erken tasarlanmış yok oluşlar olabilir mi yani benim ardımdan ağlamasın istiyorum sıramı da vermek istemiyorum bu daha acı ortası yok mu yalancı sarılıp gitsek kol kola gök öyle bir mengene ki az önce gözlerini kapatıp sivri dişler arasında yıldızlar gövdene batacak sandın daha acısı var dostum gözleri sana benzeyen küçük maskara o yumuşak ellerini yüzünden hiç ayırmayacak asıl dokusu parçalandıkça kalbinde keşke ağlamak olsa Allahım ne olur ayırma bizi. |
az önce gözlerini kapatıp sivri dişler arasında
yıldızlar gövdene batacak sandın"
şiirin genelinde en beğendiğim yer burası... şiiri okurken ilerledikçe dedim yine dümdüz ve herhangi bir desen dokunmamış bir halının üzerinde yürümek gibi olacak dedim şiirdeki ilerleyişimi ama son bölüm biraz halının üzerine desen olmuş ve tekdüze ilerleyişten biraz ayrılmış bi kısım... ben şiirdeki şekil üzerinden bi değerlendirme yaptım... bazı şiirler vardır ilk okuyuşta anlaşılabilen basit kelimelerle ilerleyen yavan gelen ama bu şiir nehirin üzrine koyulan taşların düzenli dizilimiyle rahat rahat yürenebiliyor ve karşı tarafa geçilebiliyor bazılarında ise ne bir sonraki taşa basmak ne de taşların diziliminin mesafesi düzensiz ve savruk oluyor ki diğer taşa atlayamıyosun bile