SESİMİ KEMİRDİ DİŞLERİMsusardım cümlelerinin içinden geçerdi bakışlarım onun için en çok bakışlarında kaybolmayı özlerdim yağmurun teninde kayarken çıkardığı sesi ve ellerinin sıcaklığında toplanan anıların top yekun gidişine bile ağlamazken sustuğuma ağladım ve susarak da özledim seni şimdi aklın nereye düşer geceleri neyin mateminde yaslanır gözlerin karlar düştükçe kirpiklerine söylesene kim ısıtır ellerini ceplerin de dolu dolu intiharlar kim dokunur saçlarına yoksunluğumda ve denizler çekilir dudaklarının arasından yok sevgili yanmak kadar yanarak yüreğine düşmek düştükçe yana yana seni beklemek bana göre değildi ama artık nafile bir çelişkidir gecelere ettiğim ağız dolusu küfürler acıma tuz basıp gideceğim dedin ya soluğumu bırakmıştım soluğuna da sus dediğinde dilimi kesip bırakmıştım saklı yanıma söylesene ölmek bu değil de ne ya söyle ne denir buna elveda dediğinde yıkıldı kentler ömrüm köklerinden söküldü deniz deryaya karıştı da adımlarında yolunu şaşırdı güneş göçtü tümceler yalın ayak ardın sıra yapraklar dökülmeye meyilleşmişken elma çiçekleri açmaz oldu bahçelerde kendi etini yerken acılar şehirler mahşer yeri Hiç sıtmaya tutulmamış bedenin Bir ölüyü öpmemiş dudakların nefesine giyinmişsen ayrılığı dar gelir şehir dar gelir yürek yinede git Bir çıbana dokunur gibi dokunurum acılarıma unuttuysan Karınca azmiyle yüreğime su dudaklarıma rüzgâr taşımayı Savur beni savur rüzgarı kesilmiş şehir gürültülerine bakışlarım dökülürken Lime lime gölgeni tıkıştırıyorum yüreğime yüreğime Anne ağrıyor ağrıyor iyileşemiyorum döküldüğüm yerden Gece şafağa verirken boynunu uzadıkça uzuyor ellerim gecenin saçları döverken yüzümü Gözlerin utangaç idam görmemiş batılı dökülürken bedenim yarısı ellerine yarısı yerlere Sesimi kemirirken dişlerim titrek bir makam tutturur tenim Kirpiklerini batıra batıra bakışlarıma Gidecegim dedin ya üşür bazen yokluk üşür akıl bilirsin yürek buz avuçlarındaki ateşe dudaklarını değdirmeden bakışlarında tutuşan bir devrimdi artık yokluğun ellerim sürgüne giden bir sömürgeci aç, susuz kir pas cellatlık cümleler kurdukça dilim takılıp kalıyor kemiğe ölüm |