Ayan beyan bir sevda öyküsünedense hep bende saklandım arka gözüm sende kaldı açıktaydım ayan beyan istesem yol açardı annem babam sinirli baksa da yüzüme tutturamazdı bir dikiş bana çalışsa makinalar belki çözülürdüm yine masallarla uyuturdu annem kendi düşlerini bana satarak eteğinde döndürerek babamı masasında oturtarak bir yanda göz kırpardı hayat çöplük arasından boy atarak dururduk elimizde çıplak sevdamız gülümserdi, tekme atarken bir yandan öyle bir hız yapardı ki zaman ayan beyan bir ölü gibi sırıtır kalırdı düşlerimiz kovalayan fırtınanın önünde düğün dernekler olurdu birileri birilerini tartaklar, döverdi eski selvi kavakların yerinde yeller eserdi futbol oynayan gençliğin kalırdı toz bulutu ardında gülemezdik öyle eskisi gibi kırılırdık kırk yerinden gerçeğin yola serilirdi pembe düşlerimiz ölürdük olmazdı gömenimiz hazanı yanardık neden birlikte çay pişirmediğimize gözgöze, bir ocağın başında nasıl bozuk para gibi harcadık bu güzel aşkı sorardık ayan beyan yanıt alamazdık çok zordu geçmişten geri dönmek hayal meyal! 12. 2. 2014 / Nazik Gülünay Sevgili küsss’n Falan ile filân’ın hikâyesi şiirinden ilhamla yazdım ama öyküm gerçek.. |
yine güzel dizelerdi
hayırlı kandiller nazik hocam