Enel Aşk Sana söyleyeceğim her kelime Suskunluğumun avcundan sızan Bir katre ummandır Şiraze. Beni kendi sesinle dinle Su üzerinde yürür gibi yürü kalbimde...incitme.
Kapına bırakılmış bir mektubum ben İlk harfim Nun Mazrufumda kalemden kalma sükun. _gözlerinden korkuyorum_ Bana ruhunla dokun.
Aşkın,kainatı bir arada tutan cezbeye Neden,bu kadar çok benzediğini anlayabilsedim Seni sevmek mecburiyetimi de anlayabilirdim Ve anlatabilirdim belki seni Acziyetimin isyankar suskunluğuna. Ama..bir nazarki, Esrarı mükevvanatın nirengi İnsiyâk gibi aciz Ölüm gibi dilsiz bıraktı beni Bir asa ile yarıldı içimde ah, bin ateş denizi.
Bir ahın üflediği ney im ben Ateşe düşen cemre.. Beni bul... Beni bul Şiraze.
Bir incir ağacının altındayım Suyun kıyısında,ateşin avcunda Gözlerinden saklanıyorum Kaldım yokluğun bir ucunda.
Senden, Beni bulmanı istediğim için mi uzaklaşıyorum Yoksa,çoktan son bulmuş bir hayatın Yeniden doğmaya yeltenen Çocukluğundan mı korkuyorum..bilmiyorum.
Sırrımı ifşa eden sır Saçlarını yüzüme örten gece Su üzerinde yürür gibi yürü kalbimde Bilme, Kaç damla gözyaşı bir inşirah eder Kaç yıldız bir kainat Ve kaç ölüm bir hayat.... Beni ellerinden Alemin en derin yerinde bırak Şiraze Güzelliğin acıya en yakın olduğu yerde..kalbimde.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ENEL AŞK şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ENEL AŞK şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Çocukluğum babamın memuriyetinden ziyade,bir durduğu yerde bir türlü rahat duramaması sebebiyle İstanbul un farklı semtlerinde geçti.Bunun bir iyi tarafı pek çok farklı semtte anılarım oldu.Okuduğum okulların ve oturduğumuz evlerin maalesef pek çoğu yıkılmış,enkazlarında anılarımla birlikte yok edilmiş ama yine de her nasılsa ayakta kalmış birkaç tanesini bulabildim geçenlerde. İlkokul dördüncü ve beşinci sınıfı okuduğum Pendik Öğretmen evleri ilkokulu bunlardan bir tanesi.Okullar yeni tatile girmişti bir işim dolayısıyla yolum düştü,baktım kapısı açık girip dolaşmaya başladım.Koştura koştura inip çıktığım merdivenler,sınıflar,kapılar ,sıralar hemen hemen hiç değişmemişti.Sınıfıma girip oturdum ,ardından yıllar önce baktığım pencerelere,duvarlara dokundum,öğretmenlerimi arkadaşlarımı gözümün önüne getirdim. O an sebebini anlayamamıştım ama sonra birdenbire ağlamaya başladım.Gözlerimdeki baraj yıkılmışta sanki, kalbimde damla damla biriken kederler bir anda sel olup akmıştı yanaklarımdan.Aynı şeyi Tuzla da da yaşadım.Batakçalı, istasyonla E5 arasında küçük bir semt.Arada derede kaldığı için hemen hemen hiç değişmemiş .Oturduğumuz evin yerine yapılan site dışında tabi ama o sitenin bir faydası olmuş çocukken arasında koşup oynadığım ağaçlar gizli bir bahçe gibi binaların arasında öylece kalmış. Hatta bakımsızlıktan daha da doğal bir hale gelmiş.İçeri girip o ağaçlara tek tek dokundum,sevdim ,konuştum,hala orada oldukları için teşekkür ettim ve tabi ne olur ne olmaz diye resimlerini çektim.Bir kaç gün sonra da annemi götürdüm o da görsün diye.Tabi annemi götürünce iş değişti ,eski komşularla sarılıp öpüşmeler ağlaşmalar başladı.Beni en son altı yaşındayken gören kadının bana sanki annemmiş gibi sarılması ve ağlaması için ne denilebilir bilmiyorum.Ne çok güzelliği kaybetmişiz zamanla değil mi. Okulumu gezerken neden ağladığımı ise aradan bir ay geçtikten sonra anladım.Çocukluğum zamanın ve mekanın bir yerinde hala yaşıyor,gülüyor ,koşuyor ,oynuyordu.O beni tanımasa da ben onu tanıyordum , çok seviyordum ve çok özlüyordum.Onunla göz göze gelmek,sesini duymak,dokunduğu yerlere dokunmaktı beni ağlatan.
Bir ahın üflediği ney Atese dusen cemre o kadar ince ve naif imgelerki tam layığıyla kullanilmıs .Siirin butunlüğü zaten hayranlik uyandırici ruhumda .Tebrik ediyorum Sevgilerimle
Güzelliğin acıya en yakın olduğu yerde kalıyor insan okudukça...Ben da kalbimin acılarına dalıp kaldım adeta.. Çok güzeldi çok...Seslendirme ile daha bir duygusal olmuş.. Tebrik ederim.. Slm ve dua ile.. ESRA
Olgunluk akıyor satırlarınızda. Uzun zamandır böyle etkileyici bir şiir okumamıştım. Nazım ve mananın harmonisi çok güzel yakalamışsınız. Hayattan uzunca bir anı kaleminizle resmedip bize sanatı sunmuşsunuz. Bana yaşattığınız bu güzel dakikalar için teşekkür ediyorum ve sizi tebrik ediyorum. Kaleminize sağlık.
İlkokul dördüncü ve beşinci sınıfı okuduğum Pendik Öğretmen evleri ilkokulu bunlardan bir tanesi.Okullar yeni tatile girmişti bir işim dolayısıyla yolum düştü,baktım kapısı açık girip dolaşmaya başladım.Koştura koştura inip çıktığım merdivenler,sınıflar,kapılar ,sıralar hemen hemen hiç değişmemişti.Sınıfıma girip oturdum ,ardından yıllar önce baktığım pencerelere,duvarlara dokundum,öğretmenlerimi arkadaşlarımı gözümün önüne getirdim.
O an sebebini anlayamamıştım ama sonra birdenbire ağlamaya başladım.Gözlerimdeki baraj yıkılmışta sanki, kalbimde damla damla biriken kederler bir anda sel olup akmıştı yanaklarımdan.Aynı şeyi Tuzla da da yaşadım.Batakçalı, istasyonla E5 arasında küçük bir semt.Arada derede kaldığı için hemen hemen hiç değişmemiş .Oturduğumuz evin yerine yapılan site dışında tabi ama o sitenin bir faydası olmuş çocukken arasında koşup oynadığım ağaçlar gizli bir bahçe gibi binaların arasında öylece kalmış.
Hatta bakımsızlıktan daha da doğal bir hale gelmiş.İçeri girip o ağaçlara tek tek dokundum,sevdim ,konuştum,hala orada oldukları için teşekkür ettim ve tabi ne olur ne olmaz diye resimlerini çektim.Bir kaç gün sonra da annemi götürdüm o da görsün diye.Tabi annemi götürünce iş değişti ,eski komşularla sarılıp öpüşmeler ağlaşmalar başladı.Beni en son altı yaşındayken gören kadının bana sanki annemmiş gibi sarılması ve ağlaması için ne denilebilir bilmiyorum.Ne çok güzelliği kaybetmişiz zamanla değil mi.
Okulumu gezerken neden ağladığımı ise aradan bir ay geçtikten sonra anladım.Çocukluğum zamanın ve mekanın bir yerinde hala yaşıyor,gülüyor ,koşuyor ,oynuyordu.O beni tanımasa da ben onu tanıyordum , çok seviyordum ve çok özlüyordum.Onunla göz göze gelmek,sesini duymak,dokunduğu yerlere dokunmaktı beni ağlatan.