sızıntı
bir esrikliğin dibinde
bilinç bilinçaltı karışıyor boşlukta herşey birbirine uykudaki gerçeklik gibi söz düş düş düşüyorum bitmeyecek gibi bu düşüş sonsuz bekliyorum uzansın el el eliyorum kalmıyor bir şey aynada bile gördüğüm sen katran bir gece dökülüyor içime ağzımda zift tadı tesellisiz acı korkunun içinde karanlığa alışık gözlerime ışık sızı sızı sızıyorum kendi içime sen dolarak yiyerek içimdeki beni seni doyuruyorum seni doğuruyorum boşalıyor içim hayata üvey geliyor varlığım özüm bilmiyorum ölüm ölüm ölüyorum kelimeler biçim sadece sevginin yüzü yok sözü yok kendi yok düşün söyleme sus sus susuyorum bir çölsün boğazımda yakıcı yanıyor her şey yan yan yanılsama bu yok, var sandığım hiçbir şey ben, gökyüzü, kuşlar renkler, kelebekler bu sarhoşluk sağalmayan sayrılık sızı sızıyorum ayılması var mı bu sarhosluğun uyur uyanıklığın ya da dirilişi bu ölümün |
bir meleodi ahenginde
tat bırakan
güzel bir şiir ki
kalemin özelliği
görünür olmuş...
gönülden kutladım şairim