YOLCULUKdüştüm yola dağ bayır çayır çimen kar, fırtına, boran çöl, bozkır güneş ışığı girmeyen ormanlar haramiler korsanlar karanlık geçitler kapısı açık ama hiç uğramadığım odalar adım atmaktan alıkoyan korkular saçma sapan gururlar boşverişler savruluşlar kayboluşlar buldum sanıp aldanışlar pişmanlıklar unutuşlar hatırlayışlar istememe rağmen hatırlayamayışlar istememe rağmen unutamayışlar gözyaşı ölçülebilse, gram etmeyen acılar ölçülebilse, tartı çekmeyen umutlar ve yıkılışlar sayılabilse, ömrü kaplayan bekleyişler özlemler bir gürze karşı durabilirken bir fiskeyle yıkılışlar geçtiğim vadiler zirvesine çıkabildiğim dağlar sonrasında soluklandığım koyaklar sığınaklar açtırdığım çiçekler uçurduğum kelebekler gülüşler mavisine dualarımı saldığım gökyüzü gözlerimi kamaştıran şimşekler tenimi sunduğum güneş terimi yuduğum nehirler dalgasına teslim olup sırtüstü uzandığım denizler tanrılaştırdığım insanlar insanlaştırarak öldürdüğüm tanrılar tapındığım kırmaya çalıştığım bazen kıramadığım putlar tövbeler tövbelerden dönüşler cehennemler zebaniler yanışlar, kavruluşlar yeminler tutulmak için verilen bazen tutulmadığı bazen tutulduğu için can yakan sözler bükemediğim için öptüğüm eller teslim oluşlar sevginin ağır geldiği yürekler ama ille de o ağırlıkta sevmeye devam edişler haram olan uykular çözüm getirmeyen uykusuzluklar sırlar saklandığı için değerlenen cevherler hapsedilen yakarışlar, ahlar, çığlıklar, çağrılar yorgunluk kesilmiş eller parçalanmış ayaklar kanayan dizler ve dizlerin titrese de her seferinde doğruluşlar devam ederken yolculuk geçen zaman ve eksilen, ben zannettiğim ben |