sus/ulur
nasıl vurulur sözcükler böyle
kan revan allahsız bir karanlığa düşer göz an devrilir hoyrat bir dokunuşla içinden dökülür hayat dökülür perişan ellere zaman emer dökülenleri iz kalır acır insan bir can bir cana atarken zalim bir el atar tokadı küf kolulu yanağında değil canda duyulur acısı çaresizlik adam boyu ve bir de nedeni bilinmeyen sitemler kalpte acının ve karanlığın uğramadığı köşelere sızar yokluk acının, kanayışın... ’daha’sıyla tanışır ama artık "tuzaktır (!)" ve vurulmuştur ya sözcükler dalgalar köpürse de kıyıya ulaşmaz sadece susulur ve işte o zaman küsülür ânı deviren ele görmeyen göze sağır yüreğe |
görmeyen göze
sağır yüreğe"
final fena vurdu..
gözler gözmez, kulaklar değil yürekler sağır
günümüz insanının özeti..
güzeldi , kutlarım..