karışıksözcükler nar taneleri gibi dilimin ucunda bir başlasam konuşmaya saçılacak ortalık kırmızıya boyanacak susuyorum bir kez baksan bakabilsen Can gözünle gözüme meşruluğa kavuşur belki sevmeler çağlayarak değil bir derenin sakin akışıyla gelmene de razıyım varacağın denizin adı ben olsun yeter ki esişin -bir essen- adı ben olan dağların tepelerinde susturacak bastıracak acılı sesleri şiir diye seni yazıyorsam hala kaçacak yer olmadığından sığınacak bir kucak bu bahtı kara dünyada gülümseyişini özleyişim ki donuk bir fotoğraftır gözümde dünyada güzel şeylerin hala var olduğunu bilmek isteyişimden bekleyişin o hiç değişmeyen manzarasında gözlerin alemi serer önüme sözcüklerin notasını bulmuş türkü olur çıksa dilinden çiçekler arasında kanat çırpan kelebek heceler ağıt renginden kurtulur bekleyişim bakışın Cana dokunur sevinçli o paslı tat silinir ağzımdaki yanakları sevinçten heyecandan al al olmuş çocuklar koşuşturur yüreğimin sokaklarında bir duysan Canının içinden sesimi seslenişimi özleyişimi kurtarsan boş dönen avuçlarla edilen dualardan dilimi avuçlarımı dilenmenin ağırlığından bir sıcak somun kokusunun daveti gibi sevdaya davetimi aklını çıkarsan aradan bulacak yüreğin biliyorum çağıranın yolunu kimsesiz kalmış bir çocuğum kapısı açık kaçışı yok bir kafes yalnızlığım kafesin asılı olduğu çivi sensizliğim çaresizlik bedenimin felç hali ey sevgili gel de hatırlat kanatlarımı 10 Mart |