devamah sevgilim biliyor musun kızıyorlar bana bunca ölüm bunca zulüm varken seni anlatıyorum diye zannediyorlar ki umurumda değil insanlığı çürümüş insanların vurduğu topraklarda ölenler bilmiyorlar ki o savaş meydanının tam ortasındaki çaresiz çocuğum ben çocuğunun ölüsü kucağında kalmış baba sütünü emziremeyen anayım kanayan yarayım ben ve arkadan vurulmuş bedenimle boylu boyunca yerde yatanım taş olsa çatlardı bunca çığlığa ama insanız zulme devam ah canımın içi bilmiyorlar ki bunca acının seyrinde -şimdilik ve dilerim hiçbir zaman içinde olmasın hiç kimse- şiirler benim sığınağımdır sevgiyle açılmış kucağına sokulur gibi sokulurum kelimelerin kuytusuna ah be cancağızım bazen sanki sen gelsen barış da gelecek sevgi sınırları aşıp meşrulaşacak gibi sanki sen yoksun diye bu zulüm sanki sana sorabilsem bir kahine sorar gibi "ne olacak şimdi?" vereceğin cevap her şeyi düzeltecekmiş gibi sanki elin olsa kaçmak kolay savaş meydanlarından da kaçamadım gibi oysa sevinçlerim olur da -ufak-tefek- kendime bile göstermekten utanırım sanki seninle paylaşsam dünyayı saracakmış sevinçlerim gibi hissederim ah iki gözüm düşünmüyorlar ki ben de dünyalıyım dünya ve ülkem yeni soytarılar yaratırken kahrolurum ve bilirim ki o soytarıların harisliğine kurban gitsin diye oğullar kızlar doğururum ama işte ben iflah olmaz bir romantik kurban gitmesin diye güzellikler anlatırım ah sevgilim şu çirkinleşen insanların yüzüne vuracağım şamardır sevgi o yüzden kim ne derse desin ben inadına senli şiirler yazıp seni anlatmaya devam edeceğim |