Kalan, giden ve diğerleri-I- 1969 ilkbaharıydı lunapark gelmişti şehrimize gözümü açıp kapattım birden çıkıvermişti karşıma salına salına yürüyordu solgun bir yüz düştü kaldırıma esiyordu rüzgar egzoz sesleri acıtıyordu gırtlağımı kaldırmamışlardı sobaları utandım. olmamalıydı. yürüdüm. adam eliyle çeviriyordu salıncağı bu denli karmaşa evet, baktılar üzerimde pantolon ceket oturdum salıncağın birine adam baktı, çocuklar baktı gururu kalmamıştı parmaklarımın ve güzeldi sallandı yüreğim rüzgar yakamı kaldırıyordu bundan böyle paramparçayım dedim bizi yapanları aşmıştı asır sevmedim sonradan gelenleri aşkı salladı usulca bir kötülük yapmamıştım oysa yağmura saçlarım ıslandı gözlerimden tuttu çocuklar bir anda duraksadı salıncak atladım ilgilenmiyordu hiç kimse benimle ve kötülük de ne umurumda olurdu 1969 ilkbaharıydı anımsar mısın yüreğim seni o gün sallarken kalabalık arasında biri bağırdı kızarak ’insene oradan aptal adam’ orası çocuklarınmış en zorlu gündü seni sallayıp uyutmak isterken serserinin biri eleştirdi beni usumda o vardı zor bir gündü bağırdım kendime, sana ne güzelde ölüm kokuyordu yatağım hüzünlü vuruyordu yorganım baktım çehreme kan akıyordu damarlarımda oysa ne kötülükler yapmıştım ben hiçbiri onları kızdırmamıştı -II- Benim için daha zorları vardı! Çivilerle söktüler içindeki dermanı bir ara korktum hiç aralıksız kahroldum gözlerim altı mosmor dikildim karşılarına insanların 2013 kışı hayvanat bahçesi yaşlı gözlerim göstermek istedim herkese aşkı Kurbanlık bir koyunduk seninle beraber dikilen sırtımdan akan ağrı kalmadı farkım toprakla gürlediğim yıllar pek geride kaldı insan kaçamaz ya, kaçamadım, kurudu ırmaklar, dediler ’teknoloji var oldu’ ışıl ışıl parlayan pencerelerim yok oldu kutsal öcümle beraber burkuldu bileklerin yavaş yavaş büyüyen ölüm üşüdüm ıslandım dışarı da yeşil ne varsa griye boyandı Seninle daha zorlarını yaşamıştık insanlar geldi bazıları selam verdi, bazıları takmadı aramaktan yorulmuştum oysa sızladı bacaklarım bütün acılarım o mutluluk hayallerini anımsadı Ne varsa geriye kalan tanımamalıydım dedim dünyayı bendim oysa o çok güçlü hayvan senin gibi birini üzdüler, kırdılar çağ atladı sevgiler ellerimle kopardım papatyayı gül ektiğim ruhum çoktan solmuştu Bakmasam daha iyiydigeriye binlerce güneş yuttu bu karanlık inanmıştık ne güzel, her gün yeni bir umur kandırıldık önce seni incittiler sonra beni bıraktım her şeyi bırakamazsın diyecek kadar küstahlaştı insanlık dişlerimle teker teker doğrarken aşkı, neredeydiniz? Beni var eden kadar hüzünlüydün yoldaşım olamadın kapandı ne kadar ışık dolu damarın varsa tabanları ıslak gence ağladım döküldü karanlık üzerime soydular beni beklemediler demem için her birine ’güle güle’ |