bir esmer geçer penceremin önünden her akşam,
kız mı
dul mu;
melek mi
yoksa kul mu bilemem!

kaldırımda seke seke gider
kuş mu
ya da benim gibi sarhoş mu çözemem.

bel ince
bilek ince,
yürüdükce dalgalanır saçları
koynuna girer ateşli uçları
ardından koşar gözlerim
göğüsleri köz mü
iki heceli söz mü göremem.

bir esmer geçer penceremden,
derde derman
ölüye can
kıvırtır kalçaları
ten ince
etek ince,
taşları yakar ayakları.

gördüklerimi görünce
peşine düşer ateşli delikanlılar,
şeytan’ın aklına gelmeyen
üşüşür fikirlere
rakılar içilir
çakılar çekilir,
bu esmer kimi sever
bu esmere nasıl bir sevda biçilir,
yürek yufka
aşk ince.

bir esmer geçer her akşam,
dudakları başka eser
kandil asar kirpikleri
gök damlamış gözle...

amaan
bana ne!

ö.n