Kırık Notlar XVI. İnsan kendi izini sürerse başkasında Herkesini ve her şeyini kaybeder. Bir yerden farklı şarkılarla geçtiğinde Nasıl haksızlık ediyorsan anılarına... -Anılarını özenle sakla!- (Üç gün üst üste senin yatağında uyudum. Dedim ki Bu uykudan uyanırsam Allah’ım Beni koru! Yedi kelebeğin yedi canı Yedi kalpte ayrı ayrı acıyorken Gün doğar doğmaz içimde cehennem gibi bir hatırlamak... Kalktım bir pencere kenarına oturdum. Dedim ki... Bugün ölmezsem Seni nasıl unuturum?) II. Acıtmaz ki ertelenen şeyler Durdukça sadece Daha çok durmuş olur Bir yerlerde... -Ertelenen gidişler Erken gelişlere benzer. Bin pişmanlıktan öte Bir ah’la unutulur.- III. Bir yıldızda bir milyon çocuk gözü yaşar sen ne sanıyordun Ömür boyu susmaya benzeyen sessiz bir harf gibi dünyanızda İlk Şubat ölümünden bu yana kül rengi mezar çiçeği Bir avuç bulgur ile elli iki gün balkonlarda Güvercinler beklemiş... (O güvercinler hiç uçmasındı hayat -hadi artık!- Ölecek ölsün. Kalacak kalsın. Parça parça bölünüp toplanamamaktan böyleyim Ben terk edilmeye benzeyen bir terk ediş Olduğunuz yerden uzakta ve hemen yanınızda -O kadar da kısa değildir yaşamak- Diyordum...) IV. Ve elli iki gün sakladım adınızı Asmalara bağlı iki yün ipliğinde Sonunda dedim ki -Artık gelmeyecek!- Haklısınız... Çok düştüm. Düş’lerden kalkmayı öğrendim. Dediğiniz gibi Dünyada her şey var olmaya bu kadar ısrarlıyken Aklımızda bunca yaşamak varken madem... Sonra siz geldiniz -Kırağıya vuran ilk gün ışığı- Uyandım. Upuzun dualar gibi andım adınızı Baktım ki dünya güzel an’lar bırakmak yaşamdaki herkese Ben de size bakmayı öğrendim bugün. kıyıdaki adam |
Bir başucu şiiri daha...
Çok çok beğendim...
Saygımla...