Köy Düğünü - Safiye 7-Dünür / g“-hinci biz de zabah ekme(ği) gayfaltısında bazar çayı içiyoz gari vallaha billaha Safıyanın sayasında şe’erliler ğibi gı! oyusa esgiden beri bazar çayını bek se(v)mezdi bizim herifler varısa da yoğusa da ot çayı içerdik anam.. göreseğ öyleydi nerde buluyon da neyinen alıyon çayı şekeri ince belli gupayı, de(ğil) mi hincik zabah çay ağşam çay bi gonu-gonşu ğelse çay tarlada çay harmanda çay eve ğel çay çay dedimde gaynadalım mı gı höyle davşan ganı Safıyanın elinden ince belli kupalarda …… şe’erli tekilifi[1] file deği valla …………. valla ben de bek hazmetmeyon o mubarek de i(n)sanın içini burkuyoru ki hemi de nası gabız ediyo valla iş golaylaşdıkcana a(ğ)zımızın dadı gaçıyo aslında ………… gayfaltı dedim de evel evelden zabah ağşam aş bişiridik ya hinci valla Safıya çayın yanda domatiz-büber yımırta südün gayma(ğı) daşşaklı yoğurt[2], sedeya(ğ) teze peynir, guşun südü Allah ne verdiyse insanın önşe gözü doy(u)yo fişne ireçeli bile yapıyo valla badılcanın da ireçelini ediyollarımış emme neneyen, kıyır kıyır insanın içi almayo emme garpız gabığının ireçeliymiş bakmaya gıyamazsın” ……. “-eyikine gurs geldi köye bissürü kırlent işledi topan yasdık ganefçe deycem şe’erliler gibi diktopuk, mini fıta keymeyoz emme gayfaltıta çay içiyoz gari bizde ha’ bi de fışna turşusu” “-Ahmet de sevmez, hafif giyindirmez çayı da gayet az demli içer” “-ıramatlık bobam da sevmezdi demli çayı “burcu-burcu kokan kekik durukana hele o şalba, adaçayı” derdi” “-bi de evde gız olması başga şey ay aba cay etmeğ uçu demeyon Allah olmayannara da gösdersin emme esgiden yetemezdim bitemezdim dağ-bayır seğirdecen südü sağıp-süzecen “ödünş” edecen bişirecen-daşıracan çapaydı ot ayıklamaydı derken yolma geli çatardı harman adı belli hadi bi da neyise biri düğende dönüyokana evin işini işlerdin saman bi da dolup gelesiya çoluk-çocuk dedikleyin yedirecen-içirecen elde yok, avışda yok biri garnında, biri sırtında sıpa üsdüne sıpa” “-hincikinner bi tene ediyollar onuda ele böyütdürüyollar gerçi ha! bi tene de daa edin de kendiniz ona bakın böyük biz de durağosun deyoz emme! bobasının adını bile gomadıktan keyri neneyen abam geeet” “-biz de torun sevcez olcak da gelin hanımın göynü lafım mencilisden dışarı şeytan görsün yüzünü kemene bacaklı nalet garı” “gönülsüz osdurukdan bok çıkar” derler işdacık biz de doğurduk kaş dene kendi-kendilerine böyüdüler getdiler bunnarın kı gövden zembilinen endi her-hal de gurk tavığın bülücünü şey ettiği ğibi sevmemize bile gönlü olmaz gı gökgörmedik! anam Kevserikinner de bek aramaz sormazlar öte tarafın insannarı bize de bizim gibi ğelmezler hortlayıp da singildeyesice gayınnam” ………. “-nasip Nazire Abla” “-valla ıçcık da onun uçu ediyorun ha! Safıyam bari gözümüzün öğünde olsun da onun çocuklarını sevelim deye ne de olsa evlat dalımış torun balımış.. ha! nasip işde bunun ahiri ölüm emme ondan da önüşlük e(h)tiyarlık var elden ayakdan düşmek var hincilik kendimizi davşıyoz emme birin geder ötekin galırsa deye höyle anacımızda olsalar hızmat düşünce ça(ğı)rdık mı etişseler gırıntımızınan böyür gederler” “…” “-ağamın çocuklarını sevemedik biz dee ıramatlık bobam da ilk torunnarı da deği(l) mi içi ğederdi, biri torunnarını file gucaklasa, öpse burnunun dire(ği) sızılar.. gahrederdi” yengemden yaka silkerdi, olmadan gedesice” “bi de ananızın sülalesi deye aldık bunu, almadık da, ağanızı gelin etdik ha! elden ayakdan düşersek bize bakar dediydik nerdeee çocuklarıda bi göresim geldi[3] kii” derdi nur içinde yatasıca.. biğün bakdım da ay aba.. bubacazım damın ucunda a(ğ)lamış gene yenine sildi aklı-sıra, sankı annamacan mı sildi filen etdi emme sesinin garaksamasını saklayamadı neye ağladın ay bobaa” dedim de……… duraladı daa “-ı ıh neye a(ğ)layan gızım” dedi nur içinde yatasıca, izbar edince de çevresini cekedinin cebine depdi de… “-senden neye saklayan ay gııızım günlerce Senget bazarını bekleyon ordan bineyin otoposa ver elini torunun yanna hemi o(ğ)lan da tatilde olu iki ğün sonura bindiriviri Yalavacın bazarına köyün arabasına etişdiri yerine ğöre, ha! çocuklara da nasip olsun deye ça(ğ)la, bosdan, erik de(v)şiri gelirin dernekden-derneğe emme cumay gün geldimiydi yola düşüvürüp dee gedemeyon gatli.. gatliken ayaklarım yörümeyo getmeyyo o yanna elim hiş bi şeye varmayo” deye a(ğ)ladı, yakındı, ciğerden yan! nahı…. ciğerinden yanasıca odu oca(ğı) körgalasıca işallah … gadın Allahım senikinner de sana etsin, başga bişicikler demen Allahıma” “-etme etme, deme öyle senden başga yanan olmaz gene” “-gı gardaşım höyle ellere bakıyon da… gediyollar heş değilise mayışlı birini alıyollar hemi de bakmışsın gül gibi geçinip gediyollar deve gatarını bi kel eşek[4] çeker derler bizim dağ gibi o(ğ)lannar nerde pani gılıklı, yerden bitme şeyler var getdiler, getdiler de taa onnarı buldular … olmadan gedesiceler neyder eder, nerden bulunu(r) gı bunnar gııı! nerden bulula(r) bunnarıı .. içim yanıyoru içim, işallah onnarında i(ç)şleri yanar başka da bişiy demen” “-bırak hinci bunnarı hemşire” “-hele hele yengem çocuklara çekişse, döğse filen etse… ıramatlık bobamın valla hiş gönlü olmaz aklı depesinden çıkardı” “-…………….” “-nerelere ğetdin ay bobam, gari nerelere o senin mosulamaz[5] o(ğ)lunu, nur yüzlü torununu elinden aldı elindeeen ………. inşallah senikinner de sana etsin başga bişiycikler demen, neyimiş bi de akrabaymış, akreb etmez etdikleriniii olmadan gedesice yerler yeyesice onmayasıca ilensem gene kendi canım Allah bildiği gibi etsin i(n)şallah sen de yollara bak” “-ilenme ilenme” “-Allah mafaza” “-gı aba bobamın hayalı siğim siğim a(ğ)layışı gözümün öğünden getmeyoru gı” ………. “len ay boba iş de bizikinner yanıbaşında bunnar da torunun” dedim de “-narasın gızııım hepiciği benim canımın parçası da elimde doğup böyüdüğünden mi ilk torun olduğundan mı yoğusa görememekden mi hayalı gözümün öğünden getmeyoru Ali Can’ın” dedi dağ gibi bobam, gözleri açık getdi işallaah gadın Alla(hı)m ……” ……. “-nahı! gadın Alla(hı)m getdiğin yerlerden geleme gamyonnar altında gal işallah senin de var, o da sana etsin işallah çoluk-çocuğuna doyama sende” “-boş verin bunları Emine hanım, Allah havale edin, dinimizce büyük günah işliyoruz abla olan-olmuş geçen-geçmiş, gözünün önünde olsa iyi olurdu ama nasip işte, elinden ne gelir! ………..” [1] şehirli teklifi : gönülsüz, inşallah kabul etmezler diye içten geçirerek ikrama buyur etmek [2] süzme yoğurtun yeterince özenmemiş kıvamı tamamen aynı olmayan hali [3] göresi gelmek: özlemek, öğsemek, hasretini çekmek, burnunda tütmek [4] kel : diğerlerine göre çelimsiz, zayıf, küçük, (kelkel (hindi): şişkin, horoz) [5] mosulamaz: sessiz, pasif, silik |
samimi diliyle yanında oluyorsunuz
şiirde öykülenen hayatların,
eski günlere dönüyorum,
ya da düne, bu güne,
biziz bu kişiler,
ya da içimizden birileri..
tebrikler,
selâmlarımla..