KÖREBE VE ÇIĞLIK.............gözlerini kapat kirpiklerinin sarıldığı yerden öpmeye geliyorum....... ve camekanın içer/den kayarak giden ırmaklarında yıkanıyor gece üzerime yapışmış sarhoş yapraklar eşliğinde caddenin ıslak karnından geçiyorum aklım bir acının içinde saklı ve saklı anılar dükkanının önünde demirliyor gözlerimdeki gemi tuhaf rastlantılar gibi anımsıyorum kendimde unuttuğum geçmişi yığınla yorgunluk bastırıyor gözlerimin tentelerine yavaşça doğrularak hiç duymaktan umudumu kesmediğim o sesi özlüyorum... sanırım yine karıştırdım hüzün ile boynu bükük bir günaydını halbuki daha gecenin yarısı şarkılar söylüyor mor kadifelerle sarılı kadında eğri büğrü çocuklar şımarmanın ne olduğunu bilmeden gökyüzünü yorgan yaparak asılıyorlar düşlerinde sevgililerin ellerine ve canımın bilindik bir yerine dökülen şarap kokusu kaplıyor hicranı..... çırılçıplak bir özlemle kaldırımın yanındaki çıkıntıya uzanıyor ruhum çoktan gözlerini kapadı şehir irin sahipsizlikler voltalarken acınası hayalleri perdeleri çekilmiş kelimeler sarkıyor gökyüzünün sarkacından ve uzun bir aradan sonra susarak özlemeye kuruyorum yüreğimi............... kaç kişiyiz acaba şehrin uyanık umutsuzluğunda terminallere dökülen insan selini saymasak ve istasyonda horultulu yolculuklar bekleyenleri hesaba katmasak kaç kişidir acaba mülteci karanlığın içinde gizlenen gölgeler rakamlar boşalıyor rugan ayakkabıyla tekmelediğim duvardan saçma sapan bir boyutun içinde taşlara karaladığım ikileri üçleri dörtleri birer birer çarparak duvarın karnına alıyorum geri ben kendimden kalabalık inşa ediyorum ve kalabalık oldukça kaçınılmaz bir sonla bozuyorum kendimi............... şehir gecenin tortulu mavisinde artık ayyuka selam duran küfürler motor seslerinden çok daha vahim irili ufaklı aşk manzaralarını saymasak gördüğüm hiç/bir şeye yüreğim dayanmayacak kapsül içinde rengarenk insanlar ve renklerin altına gizlenmiş siyah beyaz acılar sonunda koyu bir bağlaçla geliyor sabah aç koynunu yalnızlığımın ucuz yanı üstüm başım kir/pas içinde sana geliyorum.......................... doğrular ancak yanlışların çoğalarak ağırlık verdiği anda anlaşılıyor sanırım..! |
ve sanki biriktirdikleriniz çağlayan olup çağlıyor sözcüklerde
saygımla...