4
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
7777
Okunma
kundaklanmış rivayetlerdi şah damardan emzirilen aşk ve yaşam
...
günaydınlar uyandırmış seher kadınlarıyla
bağdaş kurduğum tandırların buğusuna çizerim hayatı
duvarları delik deşik
Ramallah acısı düşer gözlerimden
derinlerimin Filistin yarasında ağrır Kobane
öylesine kavga ederim
etime yapışmış çaresizlikle
derim narino
derim ey delal
sevgililer vatanında uyutalım çocukları
bir göz pencere
bir kapı kentlerde pamuk şekeri düşler
denize sıfır şafaklarda boy atar Ortadoğu
derim içim yanar
solumda Halepçe
sağımda Hocalı
aklımın kirli duvarının dibinde
kucağında bebeğiyle bir anne
bundandır
sulara akar hiç durmadan ağıtlarım
ninniyle sarmalanmış güzel günler uyandırışım
yıldızların ellerinden
rüzgar kanatlı bir yaşam çekerim
küfürlere bezenmiş şiirlerin arasına karışır
kimsesiz türkülerim
sen anlarsın beni diyorum
bir tek sen anlarsın
kavimler dolusu yüreğimin
ovalarına göç etmiş halklarıyla seversin beni
kaçak emeğimin zulasında taşıdığım sensin
olurda kıyamet kopar ruhumda
düşlerimi parçalar roboski zamanı
ve ölürsem memleketimin her hangi bir sessizliğinde
dört kitabın sarmaş dolaş olduğu bir dünyaya def et beni
umut olmalı artık şu savaş artığı hayaller
gülümseyişi çalan adamların karanlığından sıyrılıp
eli kolu karanfil açmış asi suretlere merhaba demeliyiz
kitapların sararmış bilgeliğinde toplamalıyız gün doğumunu
ekmeğin üzerine sürüp Kaya Ahmet ezgilerini
Ahmet Arif kokulu dağ çiçekleri sulamalıyız
Neruda’nın işçileri düşer çamur patikalara
Mevlana yüceliği dualarla uğurlarız onları
sesime susmayışımı doldurup geldim
her insan kalanın acısıyla varım
dedim
narino
ey delal
gözü bağlanmış sevdalara hüznüm
dur ve bişey söyle
hep kendi içinde susmuş insanları tarif et
daha düşleri kurarken yitirenleri anlat
ve yüreğinin gizlisinde kalmış krizantemleri yağdır
ve sonra barışır kelimeler
uzun ,uzun anlatırız yaşamın kurtuluşunu...