hayrettin taylan





ermişin fakr’a dil- i mestan kaldığı benlik merdivenindeyim
aşk kendine aşık, ben sana aşktan öte, berilerimle serildim

kâbe’nin örtüsü gibi siyahın beyazlığını tümlesin algının mistik aynası
düş sıcaklığından gözünden düşüşlere can kırığı kesildiğim zamana sürme beni
ufuklardan topladığım umudun ummanında ıslattı damlaların vicdanımı
giyotinsiydi öyleysi gidişin, beni kestin yüreğin kanarken

hatıralarının atlasında, hatırı kalmış renkli zamanların seyrindeyim
yıldızın defterinde hecelenmiş gecelerine gülistan sayfasındayım
kırmızının tınısında tinim hayret bırakan hayrettin paşalıktayım
her yerin deniz, her yarim fethi zor uzaklar gibisin yasında ve yaşındayım
fethine gelmiş, geçmiş zaman vakasıyım, vakiliğim seninle aşılandı aşka


sadakatinde sakat kalmış gerçeklerin gönül ayağındayım
affında gelecek tüten umudun tutku köprüsündeyim
sevginde ıslanan, uslanan, açılan gülünün kırmızı başkentindeyim
yeni doğmuş filizin meyve ucunda tadına alışmışlık kalbindeyim
gidemem, ben gidemem…

gittiğin yer sevda sılası, kaldığım yer aşk tepesi,ufkun değiyor yar’yüzüme
sevdiğin yar , ruhumun kıblesi, sandığın ar, duygumun gizemi
sevdim, sevdim hem de sevmekten öte


bir volkan sızısı, bir deprem kıpırtısı, bir felaket tınısından tinine geldim
bir sürecin ortasında analar ağlamasın diye anam ağladı,
bir sevincin süzgecinde seneler sızmasın diye yaram çağladı,
bir duruşun aynasında ben’ler kirlenmesin diye çarem dağladı
bir sonunun son sözünde kitaplar yakılmasın diye manam çağlandı
bir gelişin gelinlik renginde, özlenmiş haller saklandı diye karam bağlandı



kudretimin keremlerinde aslını arayan yarınlar aziziydim
mahrumiyetin mahremlerinde kalmış şirinliğin fer’hadında kendime gaziyim,
güzelliğinin serveti mutlu bir gelecek mevsimiydi
bu yüzden ,güleç yüzünün tebessüm ustasıyım
bir dahadan fazla güleç yüzünle gelmelisin aşk f’aslıma
bir dahadan önemsi olmalı huzurunun aktığı salıma
bir dahadan öte bir masalı sürmeli sevginin destanın ömrüme
bir daha
bir daha “ bir “ olmaya yanmalı zamanımız