37
Yorum
62
Beğeni
5,0
Puan
3871
Okunma
Onun gözleri kahveren/giydi!
Günbatımına çeyrek kala gibi ışıldardı bakışları
Siz siyahı severdiniz.
Bu yüzden;
En çok siyahı yakıştırırdınız bana
Ben griye tutuşurdum,
Mezar taşlarında kaybolan renkler gibi
Soluk benizli;
İki arada bir derede bir renk;
Özlemeye değecek özlemlerim hiç olmadı!
Ve ben özlemeyi de bilmezdim
Senin oldu mu?
Hiç sana dair masallar hatırlamaz aklım.
Ancak;
Hep kırık dökük bebekler sevdi ellerim.
Yokluğumu ürkütmemek için
Adımlarım hep ağır basar kaldırımlara,
Sonbaharda dökülen yapraklara narin basar ayaklarım.
Ellerim gibi!
Bakışlarım gibi!
Ve hep gün batımlarında kaybederim kendimi
Apansız gelecek misafiri bekler gibi
Bir mezar taşının gölgesinde bekler adım..
ve hiç yalnız kalmam koşup gelir yalnızlığım
yaslar başımı göğsüne
düşlerini temizlemekten yorgun düşerdim
kirli sabahlarım olurdu
şimdi ellerim kimsesiz büyüyor
uzamış diyor görenler
Bakir/e bir ölüm bozarken düşlerimi
maviler küçülüyor göğsümde.
ve aynalarda büyüdükçe küçülen bir akis
gözlerim gözlerin
aynadaki ne sen nede benim
peki ben kim im ???
5.0
97% (61)
4.0
3% (2)