aşkı kış.....uzun gecelerde yalnızlığıma vakit ayırabiliyorum..... ben kışı seviyorum.......! bu son göreceğim kış olsa son bir vapur çığlığında kayıtsız limanların hiç ayak atılmamış zeminlerinde öksürük ve duman islerinin bacak arasından bakarak hayata dokunsam solo keman sesinden sevgiliye... biliyorum ki gözlerinde sabahçı kahvesi olacak martı sesi konarken kıyının boğuk yalnızlığına elinde bir papatya ,sarısını okşayacak küçük parmağıyla gülümseyecek çocuk parkı düşlerden dökülerek bir yanım Orhan veli bir yanım Nazım usta ve sandalın rehinci yakasına şiirler ası/cam usulca...... bir konuşsa diyeceğim kendi göçük sessizliğime bir konuşsa bir duysam dudak aralığından dökülen dalgaları belki deniz taşar önümüzde/ki eflatun büyük suda ve koynunda gümüş mavilerle deniz kızları gelir sırtı parıltılı gece lisanında.... bir yanım konfüçyus bir yanım Ömer Hayyam düşerim tarikat ağlamalı sözcüklere........ ağır aşklarla sürgülü antik bir şehirden baksam yüzüne yüzüne düşen gülen çocuklar kirlenirken çamurun palyaço çığlığında başımın arkasında bağırarak uyuyan şehir sussa bir kedi miyavlaması geçer belki o an duvarın göğsünden ve elini uzatarak sevgili dokunur tüylerindeki kimsesizlik aksanına..... bir yanım İnce memed bir yanım Koçero çıkarım onun saçlarının patikasında Araf/ın sağanaklarına......... başım iklim iklim anılar doluyor sanki kapısı kırık bir hücreden bahçesi sarmaşık bir evrene çıkıyor düşlerim firavun siyah gözlerinde saklıyor aşkı kıyameti birazdan doğudan koparak gelecek bir akşam üstü sıralanacak batıdan sabah zeytini şafak kavak ağacında kuzeyden açacak rüzgar güneyden kırmızı yanaklı bir kuş kanatlanacak.... belkide son kez göreceğim kışı son kez üşüyecek deli gibi ruhum sarkaçlardan tutacak özlem ve son bir kez sevgili dolacak yanı başımdaki tahta sandalye bir yanım Picasso bir yanım Van gogh elimde fırça önümde gök/kuşağı son kez şiirle resim arası seyredeceğim aşkın görselini..... tabiata uğurlanan soluğum/da aşkı sermek sevgilinin kollarına....... |