Çıkmaz Yol
umut çiğneyip geçerken ruhu
selamsız kalırken eksilmiş tebessümler içi dışı bir katıksız cümleler kalır kopmadan önce dalından sevdanın tohumu gayrı terk eylerken gönül şehrini yar kirpik arası akar durur yaşla karışık kan bilindik bir ezgidir tadı damağa yapışan ayak üstü sevmelerin en tazesi eksik etek geçmişin gölgesinde mezardır aşk çünkü daha belkilere sarılmamıştı ten ile can biz yürürken zihnimizin parmaklıklarına zaman çoktan hapsetmiştir,ikimizi izinsiz çalarken hayallerimizi hayat sormadan mahkum etti karanlık kapılar ardına gönül ki, görmeden gökyüzünde maviyi en çok geceye kızarken fikrimiz severek doğardı güne nefesimiz bilirdik ki en çok sevdikçe seviliriz yarım kalmışlıklarımız da büyürken ruh mesafelere isyan eder tek vücut tenimiz bir gün vazgeçmekten geçerse yolumuz bakmadan ardımız sıra göz pınarları kurumadan çekip bir nefes daha aşkı içimize en derinden sessizliğe sarıp tüm vedaları üzerine bir parça toprak döküp yakmalı sevdayı duası okunmayan b/izli hayallerin noktası belirir avuçlarda bitmezken yüreğin sesi,durur zaman yitik bir hikayenin gizli kahramanları iken ansızın gelir s/ona elveda.. |
Manifesto gibi yahut Hicran'ın dediği gibi "aforizmal"ar yığını.
Sanki daha iyi şiirlerini okudum
Bunu çakakelam saydım
Daha iyilerine her daim...