Y/arsız Murad
hayli zaman oldu bir haberin gelmeyeli uzakların seherinden
bir gülüştü ki güne gün katan ağır geldi son sözler bereketi körelmiş sevdaya kaç yıl geçti satırlarımız dan vurmadan evvel yürek köşküne ayrılık denen illetin sisleri güneş küser, bahardan kalma güller susuz kalır söner göz bebeklerinin ateşi, kora döner bakışlar soysuz dertlerin asasıy ken avuçlar her dokunuşta parmak uçları sızlar yaralanmış yarınların ezeli toza dumana bulanır ’biz’ li cümleler bir kötüye düşte gör yönü yöresi savrulmuş yüreğe ekilirken sevda denilen dermansız dert gör ki rahmetine dualar dökülsün ismimizin yar yaram sızlar sen gittin gideli derdi kana akar damarlarımda ebedi dön dolaş teslim etmeye yüz tutmuş ruhun aynası belli belirsiz sızlar yar yarası ne gecesi var ne gündüzü ömrün ey yar sür yüzüne ayrılığın suretini her ah bir acıdır dilde sevdikçe vaktine eriyor hayat bundan böyle sus, ve geçmişi dinle s.ç |