İçimizdekiiçimden bir ses dışarı çıkmak için sıvamış bütün kollarını ağlamamı beklemiyor az sonra nasıl yağacağımı zedelenmiş yürekle bütün hırpalanmış düşlerimin üstüne sen de yoksun ki sus diyesin kimse için akıtma nurunu ya da birazını ver bana odanın duvarlarını birlikte seyredelim bir resim asalım bugüne dair sevgiyle sıvansın iç örgümüz elini ver bana ruhumda ısıtayım bütün şehirler ekimi tüketiyor ağaçlar kuru yapraklarıyla son deminde güneşi emmiş kızıl yapraklar gibi titreğim her ağaçta dolanmışım kalın ve sert bellerine hayata tutunuyorum kim önümde, ardımda kim belli değil savrulmuş da yapraklar ey ekim senin suçun değil olur olmaz günlerine yağıp da solmam sevdiğim yanımda değil bakışlarını arıyorum ilkbaharda usul, sevgi dolu ve derin kirpik olmuş gözlerime yüzü yüzüme eğilir dünyayı getirir bırakır masama kim giderse gitsin benden umrumda değil sen kal yeter ki sarılalım biz sarmaşıklar içimizdeki o hep direnen acı zehrini batan güneşe serpsin! 25. 10. ’013 / Nazik Gülünaya |
Kutlarım yürek sesinizi bu mevsimde ekim ayı adına selam ve saygılar...