ENDİŞE
Yetim bırakıp bütün hayallerimi
Yüzünü dönmeden gidiyorsun Ardında milyonlarca yıl ağlayacak Suskun bir adam bırakarak Acıdan kirece kesmiş gözlerine ateş düşürerek Kalbini eşeleyip gam yüklüyorsun Zamanı sana kurup beklemenin Heyecanını bilemezsin çocuk Akreple cedelleşip Yelkovanla savaşıyorum Donkişot oluyorum birden Köz bakışlarınla yanmak için Şovalye ruhumla Gürül gürül sana geliyorum He gülüm, Rest çekip veda trenlerine özenişin Ve ardında yıkık bir şehir bırakarak Var ya çekip gidişin Gürz yemiş gibi oluyor arz Topuklarının heybetinden Bastığın her karışta büyüyor acım Öyle hazin bakma titrek yüzüme Yanıp yanıp dökülüyor Seninle dolu bağrım Ağla diyorsun Birikecek bin yıllık hasretime Ağla sarsıntılarımdan sonraki afetime Deyip fırtınalar koparan rüzgarlar gibi Ruhumu tarumar edip gidiyorsun Arkan sıra dökülecek yüzüm Gözlerime kan yürüyecek adım adım Özlemler büyütecek sana özge yüreğim Dalım kuruyacak Dökeceğim zemheri sarısı yapraklar Vedanı yazacak Yüreğine kor düşmüş fenaya küs uşşaklar O vakit şimdi değil Günü geldiğinde seni benden alacak Örüntüsüne takıldığım hayat Ya çürüyen yeni bir gönle ekecek Ya da bir mecnunun sofrasına sunacak Güz yangınını başlatırsan eğer Varlığınla ışıldayan ruhum Bir nefeste söner Etme gülüm,gitme Bu endişe bana yeter… |