KAYIP EŞYA DEPOSUsessizlik: işlemeyi unutmuş gibidir saat asılı olduğu duvarda akrep sokmuş kendini, yelkovan donmuştur soğukta boşalmış zembereklerdir kaybolan. bir sandal içindedir yaşam burada, okyanus ortasında ne dümende rüzgar ne de kürekçisi vardır yanında dalgalar öfkeli, saçını-başını yolar. yaşanmışların adı bıçak yanığı, gömülen ölü gecelere bir kayıp eşya deposunda, derinlerin bilinmezlerinde …………….ayar, dalga boyundan korkar. “duvardaki saat kaybolmamıştı, bir sandala yüklenmiş, en derine saklanmak üzere denize açılmıştı …..” çığlıklar: taş plak üstünde dönmekte ince sazın fasıl heyeti söylenen her şarkının boğazında bir başka körün elleri iğnesini yemiş bir gramofon kırık ağlıyor. notalar çıldırmış, kuraklık alev olup uçurmakta solfeji olmayacak zamanda kopuveriyor telli sazın telleri bir ses kalıyor geride, sağır kulaklar. suflör unutmuş tüm ezberlerini, güfteler silinmiş gece yarısının silueti hangi yana baksan çok ağır bilenmiş ……………. yıldızlar ölüyor kim doğuracak güneşi “gramofon kaybolmamıştı, mevsimine en uygun çiçekler arasında, büyüsün diye yağmurda bırakılmıştı …..” yangın: duman tütüyor pencerenin el yazması tutanaklarında her tarafı kırık bir melek, ok sadakta, elde yürek iki parça toplamaya çalışırken dumandaki yazıları. iğnesi batıyor gramofonun, bir hayalet saatin kadranında dönmeyecek zaman gibi ağıttır bu hasret kör kuyularda açsaydı çiçekler şarkı söyler gibi. kayıp eşya deposunda sessiz çığlıklar yangının sönmüş hali hangi tohum deniz olur açılır, severken bir çınarın gölgesini …………. saçları rüzgarda böyle savrulur “o günden sonra ihtiyar balıkçı ne bir sahile vurdu ne zamanı merak etti, ne de şarkı söyledi kaybolmuştu ……” CEVAT ÇEŞTEPE |
yaşanan onca duygunun acının neşenin silinip gittiğini sanmıyorum
bilakis gizli odalarımızda hapsediyoruz geçmişi yaşanmışlığı...