ALACAKARANLIKkolay lokma yapmıştı kendine aydınlığı ama o kadar da kötü değildi gece kendisine sığınanları ele vermiyordu sadece … hiçbirimiz , otuzbin soydaşını yitiren deniz kuşu olmadık ki nasıl anlayacağız Azak çıkışında yaşanan çevre felaketini bir yolculuk gibi çırparken kanatlarımızı gülerek-oynayarak petrol karası bir ölüm nasıl bulaştı düşlerimize bilemedik ki hiçbirimiz bir deniz kuşuna kanat olamadık ki … çaresizlik karanlıkta kalmıştı biz ağlıyorduk , ölümün örtüsünü geceleri heceler gibi çekerken üstümüze sokakları sular altında bırakıyorduk . belki hırsızlamadan bedavacılığı vardı ama o kadar da kötü değildi gece kaldırmayı sevmiyordu düşen oluverirse içine … hiçbirimiz , berrak bir fahişenin gözlerinin içini göremedik ki meraklarımız , parmaklarımıza saydırırken zevkimizin bedelini aslan paylarını kedilere nasıl da yedirdik gülerek-oynayarak farede göz delikleri olduk , kör kokulara boğulduk, bilemedik ki hiçbirimiz kırmızı bir fener gibi yanıp sönmedik ki … açlığımız paranın rengi kokuyordu biz ağlıyorduk , düzenin düzenbaz cambazları gibi yürürken iplerin üstünde yuvarlandığımız yerlerden kalkamıyorduk . dolunayı tükenmezdi aldatıcı vitrinlerinde ama o kadar da kötü değildi gece karanlık noktalardan çok güzel öpüyordu sadece … hiçbirimiz , okuyamadığımız doğrular peşinde koşmuyorduk ki ölü balıklara yem ediyorduk aynasız betonla kaplı bedenlerimizi zehirli iğnelerimiz parçalarken ağız yuvalarını gülerek-oynayarak silinmiş yarınlara doğacak güneşleri kovalıyorduk, bilemedik ki hiçbirimiz alacakaranlığın ayazında kalmadık ki … cehalet boynumuzu büküyordu biz ağlıyorduk , bütün haznelerimizdeki hazinelerin paslı su dökerken üstüne kitlesel katliamlara soluksuz devam ediyorduk . …… bir yarasa emzirirken yavrusunu asıldığı ağacın dalında neler olur , uykuya dalıp da üzerine güneş doğarsa bilmiyoruz , biz hiç yarasa olmadık ki …. gecenin güne dönmesini …. CEVAT ÇEŞTEPE |
teşekkür etmek istiyorum yüreğinize düşüncenize....