Bugün Günlerden YağmurŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yağmurun üzerine attım sensizliğimi
Donan ellerimi ceplerime gizledim ve sustum Belli etmedim hareket edemediğimi Sakladım sensizliğimi sonra da yalnızlığımı "İnsan; en çok son sözleriyle anılır!"
Seni kelimenin son anlamıyla düşünüyorum
Son söylediğin sözlerle kıyaslamam gerekir seni İçinden çıkılmaz bir hâl alır sonra da bu durum Görüntü yok Ses kulaklarımda Giderken daha güzel şeyler söyleyebilseydin keşke *** Sıkıştım kaldım bu yıkılmışlığın içinde Bir harabeyi andırıyor bedenim Yürüyebilen harabe Hatta gülebilen Sesim gökyüzüne çarpıyor Bugün burada sözlerim akıyor, yağmurla Ben susuyorum, gökyüzü konuşuyor Hiç dinmeyecek gibi bu yağmur Bugün günlerden yağmur! Mevsimin ilk yağmurları hep uzun sürer Fırtına gibi Bir acı düşmüşse yüreğe Kolay dinmez fırtına ve soğuk Zaman alır geçmesi, her şey gibi Ama inanmıyorum “geçti, geçecek” yalanlarına İçimi kandıramıyorum Ben bu mevsimin içinden çıkamayacağım Kilitli kaldım soğukta ve parmaklıklar yağmurdan Önümü göremiyorum Önümden geçtin mi? *** Aramızda bir vücut dolaştı İki yüreğin birleştiği yere dokundu el Biz yabancılaştık o elle Ayrı değildik ki hissetmeyeyim Bu dokunuşu nasıl inkâr edeyim Kalbin çarpık Kalbim kırık Bugün günlerden soğuk! Bir şey söyleyemezdim Çünkü ihanet keser insanın sesini, soluğunu Susmalarım, sonsuz çığlık oluyor Duymuyorsun Kulaklarını kapatan yabancı el yüzünden İki utanmaz çocuktuk biz Birbirimize bakınca bunu görüyorduk Şimdi acı çeken iki yetişkin İki çift yabancı el Ellerime olmayan eldiven kadar soğuk ve yabancı Ellerim yok Yoğunluğuna çare bulunamayan duygularım Donan parmaklarım Dokunmak istiyorum, tutmak, saklamak istiyorum Dokunulmuyor çarpık kalbine Ulaşamıyorum kendi ellerimle bana yabancılaşan yüreğime Beynimin ihaneti bu İçindeki damarların onayladığı Ve gözlerime gösterilen Son görüntü Bugün günlerden yağmur Ve gözlerim görmüyor, önümü kesen yağmurlar yüzünden Ellerim hissetmiyor, soğuk yüzünden Kendimi bulamıyorum Bugün günlerden sensizlik! "Gidişini nasıl seyredeyim Nasıl el sallayayım ardından “Güle güle git” diyemem ki…" İki Ekim İki Bin On Üç 13 50 Nevin Akbulut |