gözlerini oyuyoruz yalnızlığın yalnızlığımla ikimizin arasına boylu boyunca uzanıyor sonbahar saçları saman sarısı bir kız uyuyor göğsünde eylül sonrası akşamların
bak iki dirhem bir çekirdek ağdalı bir hüzünle sevişiyor gece uzuyorda uzuyor sessizlik kısır ayrılıkların yabacı çocukları peydahlanıyor yalancı şafaklarda
gölgesiyle körebe oynayan sokak lambasının titrek telaşından konuşuyoruz en çok bir kadeh acı kahve kaldırıyoruz acıyan yanlarımızın şerefine
ben yani biz ben ve o sırt sırta verip uğurladığımız geçmişimize el sallıyoruz uzaktan yarım yamalak bırakılan bir şiirde yatalak ediyoruz geleceği
katli münasip geliyor kelimelerin her şarkı sonrası küfre yuvarlanırken dilimiz içimizden hiçliğimiz geçiyor sonra içimiz bizden geçiyor sonra vazgeçiyor zaman saat biraz önce aylardan bilmem ne ve mevsim ertesi ilk baharın
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yıl ikibinonüç şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yıl ikibinonüç şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ne yüzsüzce bazan susmak. Ne yüzsüzce yazmak ve de söylemek. Oysa ki teslim olup hiçliğe, çoktan eskitilmeliydi harfler. Tabloları indirip duvardan, izlerine bakılmalıydı bıraktıkları. Her yılın kendince bir kapanışı, kapatışı vardır kuşkusuz. Umut olsaydı keşke yıl sonu resitalinden yayılan ezgi. Tebrikle.
Kendim için değildi aslında. Kendimin başka bir yerdeki aksine yönelikti söylediklerim. Yani söyleyene değil söyletene bakmak lazım sanıyorum. Keşke kısaltarak konuşmak mümkün olabilseydi. Fakat her zaman olmuyor. Böyle insanların vakitlerini çalmak gerekebiliyor. Üzgünüm.
insan en çok kendi yüzsüzlüğüyle yüzyüze geliyor yüzsüzlüğün yaşam biçimi olduğu hayatlarla karşılaştıkça.. ben nerdeyim burası neresi demeye başlıyor..ve uzaylı gibi hissediyor kendini..kendi gibi olduğunu sandıkları sanrılardan ibaret hale geliyor zamanla..sonrası bir milyon tane gezegen her gezegene ait bir milyon insan..ve kocaman yüzsüzlükler..
sözün özü ne biliyormusun.. aynaya bakabilmek marifet ama bilene..
ve ayrıca kendin için kullandığın kelime hiç hoşuma gitmedi bilesin..
Sicim gibidir bazan kelimeler. Uzun, ince, sivri, yakıcı. Yüzsüzlük galiba bu kelimelerden en yakıcı olanı. Muhakkak bir karşılığı vardır, bir nedeni bu kelimenin de. Muhakkak hak edenleri de vardır. İnsanın düşmanıma dilemem d ediklerinden bu hak ediş. Ama insanın tam da kucağında buluverdiği bazan. Evet bazı yılları yaşamamayı, bazı anlarda orada olmamayı, bazı şeyleri hiç bilmemeyi diliyoruz hepimiz bazan. Fakat tamamlayıcı nasıl istiyorsa, öyle tamamlanıyor. Uzattıkça uzattım. Sahiden yüzsüzlük artık benimkisi değil mi ya?
bazen yüz<süzlüğün diz boyu olduğu vakitlerle karşı karşıya kalır insan..hani maşallah denileninden.. ama daha kötüsünü gördüğünde hiç kalır hepsi..hiçlik ne kelime4 o zaman işte.. her yılın bir kapanışı vardır elbet..ama aklımdan geçirmiyor değilim..hani keşke bu yılı hiç yaşamamış olsaydım..diye..