2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
807
Okunma
güne eğilen o ağacın altı
gümüş çizgiler uzuyor tepeye doğru
uzadıkça kısalan aramıza
bir dolansa karanlık bir dolansa
sakındığım şarkıları söyleyeceğim
çıktı çıkacak biraz
ama cesur değilim
her şey büyük bir tutkunun kucağında basamak
bir basamak kala düşüyor yere
yaprak mı hayır üşüyen güvercinler mi desem
nehrin sesini getirip yapıştırsam
dudakların karışacak ağzımda ki yaraya
ellerin deli ediyor beni harflerin ötesine düşünce
düşününce daha bir hovarda hızlı ve atik
soyunup ten cenderesinde
arzuna kovulup kendimden geçmek istiyorum
ne olur son ışıkların haresini bulacak bir an
bir an ile sustur zamanı
aniden başlayacak zelzeleler ve heyecanlar içinde
çıkart foyamı
otlar kımıldanıyor rüzgar içinde ılık
kendi boyuna kulak tıkayan özgür karıncaların
sevgilerini sakladıkları oda
oysa kelebeklerin gidecek bir yeri yok
ya bu gün
ya da başka bahara koza
saçların bin yıldır bu ağacın altında
güneşler içinde sarmaşıklar biriktiriyor
bir gün gelecek suların söylediği şiir olacağız
kavuşamayan aşkların kumsalında.
5.0
100% (12)