Yelkovan
.
ayrık tarlayı kaplardı, takma sabanı zorlardı kazma balyoz-küssük elde, eller nasırlı nasırlı eller; taş çıkarır mera açar, çarşak yığardı yel kovardı, yelkovanı yel kovardı, yelkovanı babam, altı keçi derisi kaplı kalburla tohum şaçardı üç evlek tohumlanırdı günaşırı şurda sürüp gitmeye ne kaldı yarına sıra bir başka tarlanındı kışın gelmesi yakındı yel kovardı, yelkovanı saban boyunduruk eşeğe en üste de heybe; mataralı, azıklı, semerin arka kaşında öküzlerin saman torbası opsalı öğendire, bir de saban çalısı yel kovardı, yelkovanı tunuk renkli bir manzara, yağmur öncesi susar; kaval, çan-gıldırka, ve çoban köpekleri kuşlar en yakın kuytuya sığınır yuvalarını unuturlardı kuşların, cırcır böceğinin sesi duyulmazdı. yel kovardı, yelkovanı armut ağaçları gıcırdar alafalaklar uçardı sürülmüş tarlalar toprak rengi çalının rengi gök, gökyüzü gri aniden "rahmet" başlardı yel kovardı, yelkovanı çavgın eşeği ala koyardı, sulusepkende koyunlar başlarını birbirlerinin altında saklarlardı. yel kovardı, yelkovanı çavgın eşeği yoldan koyardı, öküzler adım atamazlardı heybede azık ve su matarası sırtımda bir eski palto başımda babamın örme kalpağı şapkasını başına iyice geçirirdi o yel kovardı, yelkonanı yel kovardı, yelkovanı gök gürler, şimşek çakardı yel bir yerlerde unuturdu yelkovanı önce çiseler, sonra oluktan boşalırcasına yağmur yağardı her şey - her şey sırılsıklam ıslanırdı yel kovardı yelkovanı evde olmak, ocak başında ısınmak ne güzel.. Resim için Sn Şerif Kutludağ’a teşekkürler. |
Yüreğine kalemine sağlık
Kalemin daim olsun
________________________________________Saygılar