KÖKLER.......bağışladığım tüm aşklar düşer enkaz devrilmelere.....! hala çocuk gözümle kavrayamadığım anılarım var tek cümlelik çiçekler sattığım rehinci aşklar caddesinde eski kitaplar kokardı nemli akşamlarda buğulu ekmeğin çok uzağında kalırdı mevsim ve sarkaçlardan kış asılırdı her gece..... bir tek kumrular seslenirdi asır yaşındaki çınar amcaya ellerinde yıllanmış kadınlar yeşili rüzgarlardı okşanmış rüyalar ne olur yine gelse eski bir mektup çalsa kapının tokmağından göz damlaları değen her kelime özlemle havalansa ruhun asasına..... hala korktuğum yalnızlıklarım var ardımda saklanan ta/ki bulutlar çökerdi şehrin arkasındaki dağlara işte o zaman dağılırdı yansımalarda seyir defteri radyoda aranan kan kimi zaman bir anneye can karnındaki bebeğe çığlık olurdu....... sanki gülümseyen acılarda vardı hatırımda kalan yüzü koyun kapaklanmış hatıralar üstünü başını silkeleyerek kalkardı derdi buğulu camın önünde harcanmak olan aşklar vardı ve alışılmışın öteki dünyasında kalırdı vahi/le inen şarkılar.... ayın hicranı sürülürken deniz içi durgun yeşile kumsalda gecikmiş buseler akardı dudak aralıklarına yakamoz süslerken suyun çarşaf gözlerini lacivert sevgililer şafaktan bir parça sevişme dilenirdi..... devam ederdi hayatın kayıt dışı koşmaları kelebek bir ömre kanat çırpar ve seremoni yüreğin ahşap tabanında düş saklardı...... kalp aklın başını aldığında başlar aşk...... |
kalp aklın başını aldığında başlar aşk......
Ne güzeldi...
Son sözü koymuş kalem...
Bu sözünüz bana belki hiç alakasız olacak ama, çok sevdiğim bir arkadaşımın eşi demişti ki, ehliyetimi yeni aldığım zamanlarda, ne zamanki beyniniz ayaklarınıza değil, ayaklarınız beyninize hükmetmeye başlayacak siz şöförlükte usta laşmışsınız demektir, o zaman bas gaza korkma...
Evet sanırım aşkta böyle bişi , akıl kalbin değil, kalp aklın aldığı zamanlarda Aşk'tır demiş kalem...
Harikaydı yine, sonsuz tebriklerim ve saygımla...