Kurşuna DizilirkenKurşuna Dizilirken sahillerindeyim sarmaşıklı duvar memnuniyeti soğukluğunun birgün der bırakırdın konuşmayı çalım atarak sanki sonluğa uzay boşluğudur düşünmek yalnızlığı bir cigaranın ilk andaki kokusu elleri tütün kokan işçi saadetidir bir nefes asma yaprağı bakışların benim cephemde değişen birşey yok yalnızlığın boyu uzamadı mutsuzluk otuzbeşyaşına bastı bugün ve düşünmüyorum sevmemeyi umudu okul önünde kurşun yağmuruna tuttular kitabında kaldı eli davamız şarkımız gibiydi ara nağmelerde devrimci marşlar söyledik ışıkların köreldiği yerde zannettiler sallanır umut darağcında oysa balçıklanmaz güneşin envai yüzü filizlenir sehpamız bindokuzyüz bilmem ne bilmem neresi diz çökmedik faşizme çocuklar kırlarda havadar ceylanları severdi sever hala bilmez misin yerden göğe dizili savunmamız ortaklaşa yaşam mı bu dedindi kırmızı ağaran mahallenin kuştüyü proleteri fabrika dünyadır gülümser kalburüstü olmak emekçi olmaktır insanlıkta paylaşmak o ah o aşk mahkemeden çıkarken gördük biz aşkı kolunun altında kuşlar alemi aşk kurşuna dizilirken ben ben olmuşum gözlerindeki çiçek evet sen Kağan İşçen |