Eski resimlerdeki dostlar güz kırığı çınarların heceleyerek dil çıkardığı namuslu bir korkuluk onca zaman neden gizlendiğimi bilmediğim delikte nasıl da güçlü patlamalar sonrası eriyor çocukluk
inansaydım ölümün daha acısız bir seçenek olduğuna, sıvılaşırdı cesedim; pürüzsüz güvercin kanı yoğunluğunda
ihanet etmezdim o zaman sığındığım erkekliğime acıyla karışık, seçeneği çok az gidişlerin parmaklarımda kayan vazelini olurdu dilin
oysa dil çıkarıyorsun koca mabede göğsümde tilki kürkü kuyruğu yıldızlar serencamesi emip bırakıyorsun umudun gözlerine sarkmış memesini karşılık verilmeyecek gibi değil düş şiddetle büyüyen çocuk, öksürdükçe zarı yırtılıyor kalbinin buharlaşan âşk siluetinde
daha derine dağılıyor beynimin hücreleri büyük konuşmamı istemiyorlar büyük konuşmamızı elleri bok kokan şehvet süslü kostümlerini giyiyoruz nöbet vakti uyuyan şahitleriyiz dünyanın yırtılan ipek böceği kozası hayal fırsattan istifade anı yaşıyoruz
ne çok sözcük kırılmış beklenin ardı sıra, sarılmaların sonbaharı tenin delişmen arzular hastalıklı kurtlu sofrasındayız mecâlin
çay bardağı farz et ki elimden düştü kırıldı eski bir dostun, eski bir resmi üzerine yazın nikah kıydığı bahara söylendim çay bitti fasıl kapandı
acıyla seçilmiş kelimeler kaldı geriye bir de yaşlarınla ıslanmış plastik bir bardak
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kırık Çay Bardağı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kırık Çay Bardağı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
bir de uyanık geçinenler var ki -açıkgöz anlamında demedim elbette- kahrımdan öldürüyorlar...
off şiir...