aşkı küffaraçınca kapısını yüreğinin kahreden bir bakış karşılasın yüzünü dön geri utanacağına dön geri demedim mi sana çıkma o sokağa bilmez misin yokluğun ilk önce bu evde kuşkonmazları soldurur koca saksıda ufacık kurtlar dolanır sonra yalvarırsın gel beni kurtar çünkü aşkın iman tahtasında ikrâra hasret gece güne küser durur gülümsemeye başladığın an çürütür nahif kelimeler ezberleyen dilleri masum bir çocuk gibi gel beri yoktur sonra intikam sarı bir güldür toplanır nasıl olsa itikadın kadardır itimadın bil ki imanından sarfınazar ettik aşkın cevheri topraktan söküp alan emeğine yanar kof çıkışına değil kaç hırsız gözler yolunu gitme/sen talan edilmezdi nazenin bahçeler nasip Tanrıdan gelendir misal yağmur sen ne yanına gidersen git artık gönlün o hâl ki söze inanmayanın halidir devri afette cümlesi çarpık çurpuk devrik cümleleri sever ihtilaller demem o ki bu sabah kitabımı yaktılar yok yok devri ayaklarımın altından çektiler ezip geçtiler öptüğüm bir gülün alnını yoluma ters aynalar koydular şaşırdım kelimelerle biçtiler kefenimi ah nasıl ustalar şimdi gidişime sevinen eteklerin zil çalsın nesli küffarmış aşk olmaz olsun |
pes.
sustum.