bilemezsin yokluğunda kaç akşam yaşlandıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın bazen gözleriniz dalar
gelecek sanırsınız ve sonra anlarsınız ki her şey ümit ettiğiniz kadar... ... bugün en varoş sokaklara vurmak istiyorum kendimi harfleri gelişi güzel giydirmek zevksizce hani köprü altı çarşılarından ne varsa kınadığın ve de ayııpladığın-hatta dur be dur sövmek istiyorum içimden geldiğince- ki sevmem bilirsin ....hadi gel de biber sür dilime ne zaman Taksim dese biri çiçekçi kadınlar gelir aklıma sıralı kaldırımda ve harbiye boylu boyunca sırtında az ilerde as sineması tam ortasından notre dame de sion lisesi ve ekose etekli kız kahkahaları şarkı söylüyor gitarcı çocuk bilmiyorum moda’da dondurmacı duruyor mu hala boğazımda bu melez sancı olmasa eşlik ederdim şimdi bu şarkıya bir kaç yıldız takıp saçlarıma çenendeki gamzeyi özledim sarılmayı boynuna kaşe atkın gibi bu hasret çenesi düşük bir saat kulesi rakamlarla belalı ...yumruk yumruğa ne vakit küstü erguvanlar renginde gözlerini okşadığım ortancalar ya avuçlarından topladığım açelyalar bir daha hangi sıcaklıkta açar /kim bilir bir daha ne zaman b i z kokar istanbul/ kırıldı kuşların sesi hangi yana dönsem ayrılığın mahur bestesi, boynumda gümüş giyotin ucunda zincirine asılan sessiz kederim gözyaşımda yıkanır, göğsümde uyuttuğum sübyan uzanırda tutamam esmer ellerini dışarısı temmuz ben kara kışım ben üryan bilemezsin yokluğunda kaç akşam yaşlandı kelimeler ölümlü, dilimde hicran sabahlarıma çığ gibi yağar yorgun düşlerimin çatısız evleri ne zaman düşer kim bilir adımların makyajı akmış kentin ıslak kaldırımlarına hangi gecikmiş mektuba eğilir de yüzüm semaya yükselirim İstanbul’un kanatlarında ne zaman (güneşe) susar ölüm bilirsin ben, ellerini severim uyanınca... de_soulmate |
kırıldı kuşların sesi
hangi yana dönsem ayrılığın mahur bestesi,
boynumda gümüş giyotin
ucunda zincirine asılan sessiz kederim
gözyaşımda yıkanır, göğsümde uyuttuğum sübyan
uzanırda tutamam esmer ellerini
dışarısı temmuz
ben kara kışım ben üryan
bilemezsin yokluğunda kaç akşam yaşlandı
kelimeler ölümlü, dilimde hicran
sabahlarıma çığ gibi yağar
yorgun düşlerimin
çatısız evleri
ne zaman düşer kim bilir adımların
makyajı akmış kentin ıslak kaldırımlarına
hangi gecikmiş mektuba eğilir de yüzüm
semaya yükselirim
İstanbul’un kanatlarında
ne zaman (güneşe) susar ölüm
bilirsin ben, ellerini severim uyanınca...
de_soulmate
Ustacaydı anlatım severek okudum haz aldım yüreği kalemi alkışlıyorum
_____________________Saygılar