Yarımdan Az Önce
Ben belki de geçmişi anlatıyorum ya da geleceği
Her gelecek geçmişin aynı değil midir? *** Sahi kim kaldı benimle şu an’a kadar Yarısı batan güneşten başka hiçbir şey ısıtmadı beni O da yarım yamalak Her donma zamanım güneşin batışına denk gelirdi Ve ben tam yarım yamalak kurtulurdum Yarım şiirler okurdum Yarım hikâyemi anlatırdım daha fazla üzülmesin diye dinleyiciler Bazen de sonunu değiştirirdim şiirlerin Başladığı gibi bitmesine müsaade edemezdim I Düşünüp derine daldıkça kayboluyorum Daha fazla kaybolmak istiyorum sonra Düşünmek için Tam daldığım yerden, bir şey oluyor çıkmak zorunda kalıyorum Tam düşünemiyorum, tam yürüyemediğim gibi Oysa ben koşmak istiyorum Her şeyden, herkesten kaçmak için Belki daha hızlı koşarsam yaklaşırım kaybettiğim kendime Belki yine harfler benim olur Ve gerçekten hikâyemi anlatabilirim o zaman Yarımdan az önce II Güneş dağların ardında birikiyor, batarken Kim bilir belki umutlar da orada birikiyordur Güneş umut demektir Muhakkak her aydınlık, umutla var olacaktır Kopan uçurtmaların güzel kuyrukları Bence hâlâ oradadır Çünkü kimse istemez güneşin kaybolduğu yere gitmeyi Ama biz gidelim Kopan uçurtmaları koparalım, tellerden Yakalayalım güneşi Biliyorum orada birikiyor Ne kadar ayakta kalabilir ki Oturmak istiyor güneş de tıpkı bizim gibi Dinlenmek istiyor dağın kucağında, kimse görmeden Bazen delirip koşmak istiyor Kim tutabilir güneşi Doruklar susamadan, dağlar susmadan Kim ölmek ister benimle III Bana gelebildiğin her saat bayram Geldiğin her yeri bayram yeri ilan ediyorum Ve seninle aynı güneşte, elimizin aynı yönden yanmasını düşlüyorum Yanar mısın benimle, yarım yamalak Gitmek biraz da ardında bırakanı yakmak gibidir Ben hep senin gelişindeki güzel hâlini düşünüyorum Daha güzel oluyorum gelişinle Seni bulduktan sonra hep iki kişilik konuşuyorum İki kişilik düşünüyor ellerim Ama ben yine yarım yamalak üşüyorum Bir yarımı ısıtan sensin biliyorum Diğer yanım donuyor IV Çayın yüzüme vuran dumanında saklıyorum düşlerimi Sıcak tutsun diye Çay en çok içimizi ısıtan şeydir Düşüncelerim donmasın istiyorum Seni düşünmeden duramam çünkü Sen çayını yudumlamaya devam et Her güneş batarken beni düşün Ve ısıttığım hayallerin buz tutuşunu Ellerimi sonra Ellerindeki habersizliğini düşün Yudumlama vakti boyunca düşünüyorum ben bunları Ve yudumlayamıyorum Boğazımda yine o kocaman düğüm, adını bulamıyorum Her gelişin, bir de gidişi var biliyorum Ama konduramıyorum gitmeyi sana Güneşin dağın arkasına konması gibi Yakışmıyor gitmek Kim tutunurdu bu kadar hayaline Bu düğüm gitmekle gelmek arasında bir yerde Her gidişinde o kadar yanar ki hayaller Ben içimdeki düğümle can bulurum Sonra sen gelirsin Yeniden doğarım gelişinle *** Gidip gelmelerden yarım kalıyorum Kalmalarda eksiliyorum Gittikçe kıpırtısızlaşıyorum Yarımlaştığım gibi azalıyorum On Temmuz İki Bin On Üç 16 30 Nevin Akbulut |
şimdi sana bir şiir yazıyorum
yüreğimin tam ortasında,
yani közün ve acının tam doruğunda.
ve her acı olgunlaşır biliyorum
ve olgunlaşan her acı
umudun şiiri olurdu.
yayılırdı padişah fermanı gibi
dinlenirdi bütün alaturka şarkılarda ..
çünkü bir umudun şiiri saklıydı her bestesinde....
bir dörtlüğüne sen umut ekerdin
diğer dörtlüğüne da ben..
şimdi bu umuıtla
yaşıyorum her gün
yazdığım her şiire
senin yarını saklıyorum...
ekledikçe yarını
umudumuz filizleniyor
bahar, iklim vadisinde
boy boy güler açıyor
ve her güle adının
bir harfini saklıyorum
saklıyorum ki bu şiir
bir umudu saklasın
ikimizin yarısında.....
tebrikler sevgili şairim..her mısrası çok değerli olan şu şiirinizin,derinliğine daldıkça kayboldum..
gözlerim hazan oldu,
akan yaşlar ise solan yapraklar gibi yere düşüyordu...
hani öyle mısralar yazılır ki okuyunca insan duygunun yorgunluğuna teslim olur..
ve yaşanan her acı unutulur..sadece sevginin dünyası yüreğimizde dönme dolap olur..
işte bu şiir öyle bir şiirdi sevgili şairim....
akan yüreğini ve kalemini en içten ve en saf yüreğimle kutluyorum...
kalemin daim olsun...