İnsan Yaratan Vızıltı
benim dünyam dedi uykulu elleri ile
benim dünyam bu duru bir yumuşaklığı istemem hiç bir şey söyleyemeden rehaveti çekiştirdi ulu sesler aradı kendiliğinden sürüklenen yeşil yapraklar solmadan koştu yeni yollar bulup kısalmak istiyordu içinde büyüyen tesellilere yaşlı taşların yer değiştirdiği düşü sıktı yağmurun yalvardığı rüzgarlara ürpermeyi sordu ıslıklayarak buluşmayı denedi karanlıklar boyu beyaz ruhlara gergin su damlaları bulut sancılı tepelerin kayırıldığını sanıyor yamaçlar oysa belirgin ufuk sülietini yitirmek üzere doruklu biçim doğrusu kaçmak kafa içi seslerden sorunsuz patikalar çıkmazında bilgeliğin yalancı ateşini atmak ve ısınabilmek şafağa kadar arzum hafif bir tanrı ve sabah tan tenimin ilk cemrelere dokunuşu gölgesiz renkler aralığında kuş çığlıkları kelebek dönüşleri ve insan yaratan vızıltı ey kalbim geçti ve bitti her şey soyundu karanlıklar vehmini kalmadı bir şey. |