Hazan Sevgiliduman oldum vakit gece yarısını kaç geçer yüreğime düşen ilk kar tanesi gibi erirken sen gözlerim yaşa düştü kirpiklerim hazan hala kul küle döndü tesbih tanelerine nakşettim yaradana sığınıp zikreylerken adını rüzgarlara söylenen şarkılarda saçların gibi savruldum savruldum ilk bahardan eylüle korkulara savruldum kimsesiz ve her köşesinde narı tutuşan karanlığa savruldum dağlara yalçınken hala bakışların kırlara dilinden ta uzaklara savruldum içimden geçen ayak seslerini dinleyip seyrederken gidişini bir resmin kenarında bakarken kör ayrılığa bilemedim bilemedim gözlerinin dağ ardı diyarlarına gittiğini bilemedim nefesimi kesen haykırışında avuçlarımdan düşüp bittiğini harcadığın servet senin mi zannettin sinemde biten nefesti dilinde ki elveda huzura göçsem kirli bir parkaya yaslanıp ılık ılık aksam toprağa temiz düşlerde eskitsem saçlarımı ağarsa her günle yeniden bembeyaz bir mecnun örtse üşüyen yanlarımı kalsam sorgusuzca son nakaratında bu şiirin her aşka tutulup da benim gibi deliren her ateşe düşen ansa adımı çizilse damarlarım bir damla kan olsam her ağlayan yüreğin yerine kurban olup gözlerimden aksam biter mi ayrılıklar yine gider misin sağır çığlıklar ülkesine özleyince döner misin yada bir gün güler misin adım anıldığında gelir misin ayak izlerimden bulur musun ölümün son nefesinde dilimde dönen şehadete ekleyip adını söyler misin bende sevdim seni diye |