Selam Var Halepten"ölen suçsuz ve günahsız tüm çocukların anısına" "gecenin körüydü zaman göremediği gerçeklerden" yanık yüzlü uykuların parmaklık arkalarına saklanan korkularıyla birlikte döşeğimin en ayaz kenarında düşünürken sevgimin inkılabını sokak sokak meydan meydan mitinglere koşarken sevda eylemlerinde ve seni içerken her bıraktığım sigarada pencerenin kuytusuna bir melek ilişti kanlı kanatları ağır yara almış yüreği ve ölmek isteyen gözleriyle usulca geldi uykumun mahremi düştü işte haraç mezat kimsesizliğe ben ve kanadı kanlı melek ile birlikte "haydi" dedi gidelim geldiğim memlekete ve gör bir çocuğun kalbindeki kimsesizliği "haydi" dedim haydi gidelim şimdi bende sıkıca tutayım çocuk ruhumun elinden götür sabi gölgelerin kırmızı yangınına kanlı hüzzam şarkısına güneş doğuyor boğuk bulutların ardında eğreti bakıyor bu dumanlı kentin semalarına sessizce selam var Halepten selam var çocukların gözlerinden korku rengi o güzel pencerelerden her köşe başı tutulmuş tuzaklarla bir yanı ölmüş bir yanı hastane yolu kucaklarda ölmek kolaymış oysa biten çileler ve ruhu azat kuşlar yetişir göç konvoyuna göğe doğru kıvrıla kıvrıla anlamını bilmediği kavgalarda alemdar olmuşlar acılara her moloz yığınında yıkılan her evin altında kalmış biraz biraz umutları ayşe olmuş zeynep olmuş ali olmuş hasan olmuş ne fark eder ölen her melek kanadı kanla gitmiş sonsuz seferine dar sokaklarını arşınlamak kaldırımlarını yağmalamak kalanlarını anlamak gidenlerine bakmak mı ve bitmeyen randevusu azrail’in her gün sözleşmişçesine küçük mezarlarda buluşmak mı soytarı gülüşlü ve kılıksız gözleriyle ölüm ekmek kuyruğu mu acaba yoksa bir gecenin sükûnetinde sıcak bir anne koynu mu öldüm defalarca kaç canım varsa verdim hepsini ama veremediğim son nefesin iniltisi uyandığım uykumun kenarında çağırdı beni yarım kalan ıstırabım kan kokulu uyandım kan revan ile geceden sıyrılamadan henüz selam var halep’ten çocuk gözleriyle küçük kalplerden haydi bir günlüğüne olsa bile ölen bir çocuğun gözünden bakalım dünyaya ve görelim bir çocuk kaç kez ölür kaç kez yatar ölüm denen uykuya |
İçim acıdı şair...Hani derler ya "burnumun direği sızladı" işte o kadar.