Yüreğimin Bosnasıdüş başımı koyduğumda içimde başlayan cehennem bir canda anneler babalar kardeşler gelinler damatlar şehitti ilahi aşka gömüldü hep birlikte dilimize acısı pulsuz nağmeler kadar uzakken ve kuşlar terk etmişken şehir kalıntılarını söyleyen dinleyene yabancı hala sen kadar ağır çökmese de yüreğime izindeyim ölümüne ahh yüreğimin bosnası ver sırtını bir ağaca üç adım göğe git görülmeyenleri çiz alnıma önünden geçen soykırım trenleri ben yüklü hala ölüme giden mavi dudaklarım belki hiç görmeyecek bir daha yeşili seni beni ikimizin sarısı hazan güzelliklerini ahh ellerimin katliamı gözlerini bağlamayacağım düşlerimin baka/kalacaklar yine sana işkenceler geçeceğim gecelerde kırık notaları yamayacağım dilimle ve ağıtlar çizerken bir elimin kız yanaklarına diğerinin parmakları kelepçeli yazısız gölgelerin korkusunda adamsız kırbaçlardan adın çıkacak el yüzü görmemiş bağrımda avazım çıktığınca susabildiğimce kanayacağım kanım yoracak önce ayaklarımı kaçmaya çalışacağım cennetin merdivenlerine bir boşluk aşağı düşerken yedi kat altından gelecek sesin kulağıma toprak sesi gelirken avuçlarından içeceğim son nefesi ahh enkazımın yeşeren külleri soğuyacak mı acılarım unutulacak mısın sözün birinde gün dönümleri bir mum karanlığı ana çarpan yıldırımlar olacakta gök gürültüsüz kalacak öyle mi sesime düşen iki perde gözyaşı unutturmuyorum biri göbeğinde medeniyetin diğeri bir gölgesin ardı sıra yürüyen çöl yağmuru kara bulut adın bosna adım srebrenitsa |