Aşk Bir Tutam Gidişle B/atar Yüreğimdeunut/tun vücuda gelen yalnızlıkta adın olduğunu sevmeyi de unuttuğun kadar sustum dönemeçlerini geçiyorum ağır ağır sanırım vakit kirli sakallarıyla gözyaşına olta atan balıkçı vakti artık nasipte ne varsa ne kadar varsa işte sızımız üzgün sularımdan yavan bir ekmeğe doldurup soframıza katık etme vakti akşamına çalan gün aşırı yalnızlıkta ki sen öpüp de götürdüğüm nimetimdin alnımın yazısından öte suskunluğumda teğet geçtiğim yıkılmalar anısına bir tutam ateş koparıyorum kıyametten ve basıyorum sineme sen niyetine senai günlerin parıltıları azalıyor gecenin asma tavanında şimdilerimin karanlık odasında bir mum ışığına dert döken gölgesidir benden olmayan bedenim ve asaf günlüğüm bomboş sayfalara doğum sancısı eşiğinde doğsan benden büyük boşluğunun çığlığı yırtacak dilimdeki kenzül arş çağlayan tövbelerimi doğmasan sensin kefenlenen sessizliğe yürüyüşü olacak çarpık ayaklarımın ey merve ile safa arası çaresizliğim bulduğunda bir yudum hayat tövbelerime konan kuşlarla havalansın teslimiyet huzuruna eren ruhumda ve ben etten tırnaktan kanatırken seni gülen gözlerini silerim baktığım camların sokak yansımalarında bir elif sanki bitişin sükuta düşen mahşer kalabalığı bir avuçluk gülen yanımda yine de secdelerimin ardında amin kokuyor niyetlerime iliştirdiğim adın kurbanlarım dizilir tekbir huşusuyla sevdaları bağlı ben çığlıklarıma aldırış etmeden seni adadığım bütün güzel düşleri kesiyorum tek tek yarına çıkmaz fırtınaların sessizliğinde adam kadar sevdim seni yine de yetmedi adam gibi gitmeli şimdi yarına hiç bir şey almadan dünden gitmeli ya yinede boşluğuna gölgen sinmiş sanırım yüreğimin ki ne zaman papatya kokan kırları geçsem saçların kokuyor ve ne zaman yaslansam çam ağaçlarına solmayan yalan yeşili gözlerini görüyorum bilmecen gordion düğümü boğazımda ilk hece de sensiz düşecek dilimden biliyorum ve işte çığlık fırtınası kopuyor sessizce içimde bulutlarımda biriken yüklü iç çekişlerime üzülme nakaratları dağlarımın yalnızlığında kuru yapraklara nasiplenmiş her biri savruntusunda hazanın oysa çok vardı daha son/bahara içlenmiş hasret yağarken yollarıma gidebilmenin adamlığı üzerine hiç yüksünmeden hazırlar kendini sevi yolların tozunda adam gibi gölgelendiğim gidiş durakları tek yolculuk nokta kadar anla işte gidişimde gelişim gibi adam kere sevmişliğim gibi ancak adam kadar adam gibi |