ıslak kültükenişimi yaşıyorum / anlıyor musun? sen yokluğunu dikmeye devam et ölümüme ben ıslak kaldırımlarla yaslanıyorum mazgallara secdesini ve serçesini çoktan toplamış gözlerin yitikliğinde yollar ol vermeye bunca uzak nefesler göğüs kafesine en büyük tuzak kılınmışken dumansal ayinler, döngüler işliyor tenime ellerinden gölgemi dahi incitiyorsunuz kırılgan bir çiçek saçlarımda kırpılıyor düşler, sürgünlerinizden kanatlarından asılmış zavallı bir çırpınış kirpiklerinizden toplanıyor işaret parmağı felç ayetler ve melekler dökülüyor belleğinize çiziklerle perdesiz uyanışlar ve ay yanık bir yazgı mı dersiniz mürekkep kanla karışık yağarken ve gözleri müebbet bir sancıyı mühürlemişken karanlık sadece bir fısıltı dokunabilir misiniz elbisemde dalgalanan saçların nihayetinde bel kemiğinin dahi kırıldığı yere yine de.. suskuların boğazımıza doladığı halatla daha düğüm ve daha ölüm ol’uşumuz kutlu olsun darağacında son bir salınımla oysa aralık’tan geçmiştik biz bayım.. gerisi kül |
...