parçalı yoklukŞiirin hikayesini görmek için tıklayın çığıl, suskunluk ve yok’luk
nefese dahi ulaşamayan çığlıklar boğuluyor kanıyor yeryüzü, sessizliğe gebe lanetlerle tutsaklığını taçlandıradursun gökyüzü serçeler intihara koşuyor kırdıkça göğüs kafesini, zincirlerini dişleri dökülüyor hayatın tutamadığımız yakasından ve çoktan bırakmışlığımızdan dönüp arkamıza bile bakmadan dikenli teller dolanıyor kalbimizi -yitirilmiş yaşamların mezarsızlık sürüncemeleri..- yokluk, güneşi batıdan bile doğurmazken arefesinde kıyamet, huzursuzlanıyor ebabil sürüleri kanatlarından dökülüp tüylerini yaslıyorlar yarama bilirsin bu cinayette çırpınışlar nafile nihayetinde sarhoş bir ölüm gözlerinizden azade perde perde ellerinizle ölümün sessizliği koyuluyor çığıl.. |
koyu mavi bir sus..