duman/salŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Rujumu sürüyorum, ardı ardına yaktığım kaçıncı sigara bilmiyorum.
rujum sönüyor izmaritlerde mazgallarda unuttuğum ayakkabı düşüyor şehrin dibine topuklarım dumanlı topuklarım sancılı üşüyorum kollarıma doladığın karanlık sana çıkan yolları kutsuyor yankısız bir nehir geçiyor aramızdan omuzlarında unuttuğum başım saçlarım idam sehpasında dalgalanıyor dökülüyor kül tablasına boydan boya çatlıyor ayna yırtılan perdelerin ardında gece yalınayak Salome bir sen biliyorsun gök kubbede yankılanan selâlar yağmurlar gözlerin ferini çektiğinde sakat bir çığlık yankılanır nihayetinde sürmeli bütün özlemler yenilgiler düştükçe payıma koyuluyor sessizlik kaburgaları sıkışıyor hayatın içimde büyüyen ölümle çalkalandığımız fırtına okyanusların lanetine gebe en çok bu karanlığı seviyorum |
.