Âlemin Bağbozumu
Kaç hayale uğradım, eğlendim kaç durakta
Duraklar vasıtasız, hayallerim boş çıktı. Avare dolaşırken döndüğüm her sokakta Ardım sıra hasretin, önüme sarhoş çıktı. Sana sensiz dokunmak; birleşmek yokluğunla… Gülüm seni seninle aldatmak nasıl bir şey? Nefesim kokarken aç, yüzleşmek tokluğunla… Sen metropol bir şehir, ben üç-beş hanelik köy. Ovalar susuz sana, ağaçlar sana muhtaç Ben bağın yaban otu, çöl ortasında kaktüs. Sensin biriktirdiğim, dikenim suyuna aç Sende ırmaklar dere, bende katre okyanus… Nasıl bir meşaledir, ateşsiz ve dumansız, Tenimde bir tek iz yok, yüreğim nasıl yandı? Yumuldu üzerime ölüm kadar zamansız, Halim her akile sır, her deliye ayandı. Bilse sırrımı biri, zaman beni asardı Bir benim sırra vakıf, o halde bir ben deli Yüreğimdeki filiz cümle tenimi sardı Yükseldi artık alev, yandı zamanın eli. Toprak oldu hayalim, kına yak ey asuman! Sana da kalmaz dünya, yerle bir olur cismin. Gün gelir kâinatta ne dost kalır ne düşman Unutulur ben gibi, her fani gibi ismin. Evren bir tımarhane, her nesne sanki kaçık Sataşır Güneş’e Ay, yıldızlar öte kayar. Özüne döner madde; su ve topraktan balçık… İşte o bağbozumu, gülü dikenden sayar. İsmail Uysal |
Tenimde bir tek iz yok, yüreğim nasıl yandı?
Yumuldu üzerime ölüm kadar zamansız,
Halim her akile sır, her deliye ayandı. .......................şiirin kalbiydi bu satırlar.kutlarım şair